Yurt Haber Merkezi

İngiltere Başbakanı Theresa May, 7 Haziran'da istifa edeceğini duyurmuştu. Açıklamanın ardından yapılan parti içi oylamada Boris Johnson 92.153 oyla partinin yeni genel başkanı seçilmiş, dolaylı yoldan da İngiltere'nin yeni başbakanı olmaya hak kazanmıştı.

Türkiye'de Boris Johnson ismi yıllardır bilinmekle birlikte ünlü siyasetçi, İngiltere başbakanı olmasıyla yeniden gündeme geldi. Boris Johnson, Osmanlı İmparatorluğu'nun son Dahiliye Nazırı, emperyalizm düşkünü ve Milli Mücadele karşıtı Ali Kemal'in İngiliz eşinin soyundan torunu Stanley Johnson'ın oğlu olarak bilinirken Damat Ferit Paşa hükümetlerinde Maarif ve Dahiliye Nazırlığı yapan, Ali Kemal'ın babası Hacı Ahmet Rıza Efendi, 1813'te Çankırı'nın Kalfat köyünde doğmuştu. Dolayısıyla Boris Johnson'ın Çankırı-Kalfat kökenli olduğu söylenebilir.

Johnson'ın yeni başbakan seçilmesi, başta büyük dedesinin memleketi Kalfat'ta olmak üzere ülkemizde de anlaşılmaz bir coşkuyla karşılandı. Kalfat muhtarı Bayram Tavukçu, bölgeye giden gazetecilere yaptığı açıklamada, Boris Johnson'ın başbakan olmasından mutluluk duyduklarını belirterek Boris Johnson'u Kalfat'a beklediklerini ifade etti. Tavukçu, hemşehrileri olarak İngiltere'ye gidip kendisini tebrik etmek istediklerini de aktardı.

Bunların yanında hiçbir şeyden eksik kalmayan ve kendine vazife çıkarmakta üstüne tanınmayan AKP'li "hukuk profesörü" Burhan Kuzu da kutlamalara başladı. Sosyal medya hesabından Johnson'ı tebrik eden Kuzu, siyasetçinin büyük dedesinin Türkiye'li olmasından yola çıkarak İngiltere ve Türkiye arası ilişkilerin yeni bir döneme başlayacağını ifade etti.

Kuzu, mesajında "İngiltere'nin yeni Başbakanı Johnson Çankırılı!Osmanlı döneminde Damat Ferit Paşa hükümetinde bakanlık yapan, Çankırı'nın Orta ilçesine bağlı Kalfat köyünden Ali Kemal'in torununun oğlu. İngiltere ile ilişkilerimizde yepyeni bir dönem başlıyor. Hayırlı uğurlu olsun." ifadelerini kullandı.

Peki Johnson'ın büyük dedesi, Damat Ferit döneminde nazırlık yapan, Milli Mücadele karşıtı Ali Kemal kimdi?

MİLLİ MÜCADELE KARŞITI

Ali Kemal, Damat Ferit Paşa hükümeti sırasında kısa bir süre Maarif ve Dahiliye nazırlığı yapan, bu sırada Milli Mücadele aleyhine sert tutumlar gösteren biriydi. Bazı çevrelerce Ermeni yanlısı olarak görülen bazı yazılarından dolayı düşmanlarınca 'Artin Kemal' şeklinde adlandırılan Ali Kemal, Mustafa Kemal'e ve Milli Mücadele'ye karşı düşmanca tutumu ve ağır hakaretleri nedeniyle pek çok insan tarafından “hain” olarak damgalanmıştı. Ali Kemal, Mondros Ateşkes Antlaşması'nın imzalanmasından sonra 14 Ocak 1919'da yeniden faaliyete geçen Hürriyet ve İtilâf Fırkası'nin genel sekreteri oldu. 4 Mart 1919'da kurulan Birinci Damad Ferit Paşa hükümetinde Maarif Nazırlığı (Eğitim Bakanlığı), bu hukumetin mayıs'ta istifasının hemen ardından kurulan ikinci Damad Ferit Paşa hükümetinde ise Dahiliye Nazırlığı (İçişleri Bakanlığı) görevine getirildi. Bu görevde iken Kuva-yi Milliye ve Mustafa Kemal Paşa aleyhine emirler yayımladı. İngiliz Muhipler Cemiyeti’nin kurucularından birisi oldu. 

İNGİLİZ DOSTLARI CEMİYETİ KURUCUSU

Ali Kemal ayrıca, İngiliz eşinden dolayı mıdır bilinmez, ilkokul yıllarından beri derslerde işlediğimiz "zararlı cemiyetlerden" olan "İngiliz Muhipler Cemiyeti" (İngiliz dostları cemiyeti)'nin de kurucularından biri. 

İngiliz Muhipleri Cemiyeti, İngiliz Devleti’nin Osmanlı Devleti’ni bir bütün olarak koruması ve himaye etmesi amacıyla kurulmuş bir cemiyettir. Daha basit anlamıyla İngiliz Muhipler Cemiyeti, Osmanlı'yı İngiliz sömürgesi yapmayı amaçlayan, bu yüzden Milli Mücadele'yi başından reddeden bir cemiyettir. Bu derneğe girenlerin başında Osmanlı Padişahı Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nâzırı Ali Kemal, Âdil ve Mehmet Ali Beyler ile Sait Molla bulunuyordu. Dernekte Rahip Frew gibi İngiliz milletinden bazı macera heveslileri de vardı.

"BAĞIMSIZLIK VE MİLLİYET HİSSİNE YABANCI"

Darülfünun'da ders veren devam eden Ali Kemal, 1922 Mart ayında Darülfünun öğrencilerinin istifaya davet ettiği dört öğretim elemanı arasındaydı. Öğrencilerin verdiği kararın gerekçesi, hocaların, bağımsızlık, kutsiyet, milliyet hislerine yabancı oluşları, saldırgan şahsiyetleri ile kamu vicdanında mahkum edilmiş olmalarıdır. Öğrencilerin tepkileri üzerine Ali Kemal ve Cenap Şahabettin 3 Eylül 1922'de Meclis-i Vükela kararıyla görevlerinden azledildi.