Hıncal Uluç'dan kendi gazetesine Küçükkaya tepkisi: İsmail o kadar gerzek mi?

Hıncal Uluç'dan kendi gazetesine Küçükkaya tepkisi: İsmail o kadar gerzek mi?

Yandaş Sabah yazarı Hıncal Uluç, köşe komşusu Mahmut Övür'ün "O otelde ne konuştunuz?" başlıklı haberini ve bunu manşetten veren gazetesini eleştirdi.

Hıncal Uluç, "Uğur kabul etmemekte haklıymış" başlığıyla yayımlanan yazısında "Ülkenin 17 yıldır hasretle beklediği yayını yönetmeyi, iki tarafın ortak adayı olduğu halde reddeden Uğur'un (Dündar) ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı. Hem sosyal hem gerçek medyada İsmail Küçükkaya nasıl linç ediliyor, görüyoruz. Bunlar aynen, hatta fazlasıyla Uğur'un başına gelecekti" ifadesini kullandı.

Hıncal Uluç'un yazısının ilgili bölümü şöyle:

Şimdi dün sabah bizde Mahmut Övür kardeşimin yazısı vardı. Bomba haber olduğu için birinci sayfadan verilmiş..
Öyle bomba ki, fotoğraflarla belgelenmiş. İsmail Küçükkaya yayından önce Taksim’deki o ünlü gökdelen otele giriyor. İmamoğlu ile konuşuyor ve çıkıyor, görüyorsunuz.

Mahmut’un yazısının manşeti “O otelde ne konuştunuz?.” O otele, ne zaman, niçin gittiğini de, ne konuştuğunu da İsmail bir gece evvel televizyonda anlattı ve bastıra bastıra, on kez tekrar ederek “İki tarafla da konuşmamı tarafların sözcüleri Mahir Ünal ve Engin Altay benden istediler. ‘Yaptığımız protokolü ve yayın akışını anlat’ dediler.

Ben de görüştüm, dedi” Mahmut!. Ve ne Ünal’dan ne de Altay’dan tekzip de gelmedi.

Sevgili Mahmut..

Şimdi diyelim sen, Ekrem İmamoğlu’na gizli bir soru kağıdı vermek istiyorsun. Bunun için adamın basın toplantısı yaptığı, yani ortalığın gazeteci, televizyoncu ve kameraman kaynadığı otele mi dalarsın, Malkoçoğlu gibi.. Yoksa o soru kağıdını kimsenin ruhunun duymayacağı bir şekilde iletme yolunu mu bulursun?.

Bunca yıllık gazeteci (Ki beş yılı Genel Yayın Müdürlüğüdür) bunca yıldır en çok izlenen haber bültenlerinden birinin sunucusu, yani o otelin yanında oturan boyacının bile tanıdığı biri olarak, bu işi gazeteci kaynayan yerde “Gizleyeceğini sanarak” yapacak kadar gerzek mi, meslektaşımız, Sevgili Mahmut?.

Baştan ben de kızmıştım, sunuculuk teklifini geri çeviren Uğur’a.. Ama dedim ya!. “Hayır” derken yerden göğe haklıymış, meğer!.”