Kılıçdaroğlu’nun uğradığı saldırıyı üzüntüyle karşıladığını belirten Ali Haydar Veziroğlu, “Bir yurttaş olarak günlerdir ülkede olup bitenleri hayretle ve üzüntü duyarak izliyorum. Bilindiği gibi, anayasa değişikliği referandumunda Yüksek Seçim Kurulu’nun yüksek hâkimleri yaklaşık iki milyon beş yüz bin mühürsüz oyu açıkça yasalara aykırı olarak geçerli kabul etti. Yapılan bu hukuksuzluk karşısında Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da konumundan beklenen tepkiyi gösterememesi nedeniyle parlamenter rejim feda edilerek ülke yönetimi tek adama hediye edildi. Bütün bunların sonucu olarak tek adamın, sözde ileri demokrasi ile yönettiği ülkemizde, halkımızın çoğunluğunun gelecek kaygısını arttıran olağanüstü üzücü olaylar yaşanmaktadır” diye konuştu.

Çubuk’ta Kılıçdaroğlu’na saldıranların şer odakları tarafından organize edildiğini kaydeden Veziroğlu, “Bir grup saldırgan, kederli şehit ailesinin acısını hiçe sayarak, şehidin cenazesini hain amaçlarına alet etmiş; Çubuk’a taziye ziyaretine gelmiş olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu yabancısı olmadığımız ‘yakın yakın’ naraları eşliğinde linç etmek istemişlerdir. Art niyetli bazı siyasetçiler, uzun yıllar toplumun hassas olduğu fay hatlarını kullanarak vatandaşlarımızın din, ırk ve mezhep konusundaki duyarlıklarını siyasi amaçlarına alet etmiş, bu nedenle de toplumun bir kesimine yüksek bedeller ödetmişlerdir. Kılıçdaroğlu bu siyasetçilerden biri değildir” ifadelerini kullandı.

‘UTANÇ VERİCİ'

Erdoğan’ın kullandığı ötekileştirici söylemleri eleştiren Veziroğlu, “Erdoğan’ın amaçlı olarak tercih ettiği ötekileştirici dili ve bu üzücü linç olayı karşısında bilinçli olarak sergilediği duyarsız ve meşrulaştırıcı tutum utanç verici. Oysa sorumluluğu gereği kendisinden beklenen; ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu’na geçmiş olsun dileklerini iletip bu müessif olayın failleri hakkında gereken hukuki işlemlerin ivedilikle yerine getirilmesi hususunda hassasiyet göstermesiydi” dedi. Veziroğlu AKP’nin saldırganları koruduğunu da söyledi.

Saldırıda MHP lideri Devlet Bahçeli’nin kullandığı söylemlerin de payı olduğunu savunan Veziroğlu, “Ülkü Ocakları Başkanı’nın haddini aşarak Kılıçdaroğlu’nu seviyesiz bir üslupla tehdit etme cüretini göstermesine, sessiz kalması, bu tehditleri onayladığı anlamındadır” ifadelerini kullandı.