
KURBAN'IN ANLAMI
Yarın Kurban Bayramı ve inananların bayramını kutluyorum…
İyi de Kurban ne anlama geliyor?
‘Kurban’ kelimesi, bugün kullandığımız ‘kesimlik hayvan, kurbanlık’ anlamını taşımıyordu. İlahi sevgiyle yapılan her iyi davranış ve özellikle ihtiyaç sahiplerine verilen geçimlikler, ‘Allah’a yaklaşma vesilesi’ anlamında ‘kurban’ olarak niteleniyordu. Akraba, karib, kurbet, takriben... gibi kelimelerde olduğu gibi, bu kelimede de ‘Allah’a yaklaşma niyeti’ vardı.
Hacc merasimi sırasında, o devrin imkânsızlıklarıyla, yoksul hacıların çölde aç ve perişan kalmamaları için, üreme ve üretme kabiliyetinden kesilmiş, fakat Mina’ya, Arafat’a kadar yürüme gücü olan yaşlı hayvanların Hacc sadakası olarak birlikte götürülmeleri ve Mina’da kesilmelerine - birbirlerinin kan kokusunu almaksızın, gözleri bağlanarak, eziyet edilmeyerek- cevaz verilmişti. (Hacc Suresi). Hacc’a katılamayacak olanlar da bütün ailenin bir aylık yiyecek masrafının üçte birini, diğer bir deyişle on günlük mutfak masraflarını ‘hedy’ (sadaka, hediye, bağış, kurban) olarak yoksullara verebilirdi. Ramazan Bayramı’ndaki bir günlük mutfak masrafı (Fitre), Kurban Bayramı’nda on güne çıkıyordu.
İsmail’e (AS.) bedel gökten koç indirildiğinde korkunç uydurmanın da aslı yoktur. İbrahim asla oğlunu kesmeye yeltenmemiş, sadece rüyasında bunu görmüş (Saffat Suresi) bunun sınav olduğunu anlamış, oğlu elinden alınırsa Allah’a sevgisinin sarsılmayacağını oğluyla birlikte Allah’a arz etmiş, gökten koç filan indirilmemiş, Allah’a ‘biz İsmail’i (O’nu) Büyük Kurban ile fidyelendirdik’ ayetiyle Huseyn’e ve Kerbela’ya işaret buyurmuştur.
Ben ‘Kurban Bayramı Kavurma Şölenidir, Aşure Matemi de Aşure Festivalidir’ demiyorum, ‘siz bu günleri bu hale soktunuz’ diyorum.”
Bu sözler nedeniyle bana hakaret edenleri görür gibiyim… Bu yazı, Prof.Dr. Hüseyin Hatemi’ye ait ve olduğu gibi aktardım…
Yani yorumsuz…
* * *
Birkaç gün önce Turgut Özakman hocamın Çanakkale 1915 filmi gösterime girdi... Uyarlamasını yine Turgut Özakman hocam kendisine ait, Diriliş adlı eserinden yapmış. Film; savaşın geçtiği Mecidiye Tabyası; Nusrat Mayın Gemisi, Çimenlik Kalesi, Bigalı Köyü , Bigalı Atatürk Evi Müzesi (Savaş zamanında Atatürk’ün karargah olarak kullandığı mekan) ve Çanakkale Anıtı gibi yerlerde, gerçek silahlarla çekilmiş.
Çekilirken oyuncuların, izlerken seyircilerin duygulandığı, harika bir film çıkmış. Gerçekleri öğrenmek için DİRİLİŞ’i okumayanların da okuyanların da izlemesi gereken bir film...
Tekrar iyi bayramlar…