Süleyman Karan

Süleyman Karan

Önce bir Yüce Divan'ın ne olduğunu öğrense!

Bir zamanlar CIA tarafından kurdurulmuş, binlerce siyasi cinayetle, çek-senet mafyasıyla kirli bir tarihi olan MHP'nin şu andaki başkanı, ya akıldışı açıklamalarıyla gündeme geliyor, ya gaflarıyla ya da çok alıştığımız iktidar adına yaptığı tetikçiliklerle... Bu kez önce hastaneye yatışı ve partiden yapılan çelişkili açıklamaların ardından, ana muhalefet partisi liderini hedef almasıyla yine gündeme oturmayı bildi. Oysa ki ağır aksak bir demokraside bile, böyle bir figürün bu saçma sapan açıklamalarıyla gündeme geliyor olması bile utanç sebebidir.
Açıklama da evlere şenlik!.. Ana muhalefet başkanının Yüce Divan'a gönderilmesini istiyor. Yüce Divan'ın ne işlevinden haberdar ne de yetkilerinden... Böyle düşük profilli ve siyasi kültürü sınırlı bir siyasi figüre, yandaş gazeteci ve akademisyen müsveddelerinin 'büyük devlet adamı' benzeri övgüler düzmesi ise bu çadır tiyatrosunun bayağı gösterisine tüy dikiyor adeta.

Siyasi kültürden de çaktı!
CIA tarafından kurulmuş, kirli ve kanlı bir tarihe sahip bu partinin liderinin öncelikle bilmediği şu: Yüce Divan'da cumhurbaşkanı ve bakanlar yargılanır, ana muhalefet partisi lideri yargılanmaz. Yüce Divan iktidarları döneminde vatana zarar veren ve ihanet edenleri yargılamakla mükelleftir. Keşte iktidara destek veren parti liderlerini yargılama yetkisi de olsaydı, işte o zaman o bilmediği Yüce Divan'ı görme ve bilme şansı olabilirdi.
 

Parti çıkarları için provokasyon

Peki Devlet Bahçeli'yi bu siyasi manipülasyona iten sebep ne ola ki? Gerçi mental durumu göz önüne alındığında, bir sebep olması gerekmiyor ama bu açıklamada bir hinlik olduğunu anlamak hiç de zor değil. Zira partisi, AKP içinde çok da sevilen bir parti değil. Hatta AKP içinde bir dert olmaya başlamış gibi... Bazı AKP'lilere göre, çekirdek seçmenlerinin partiden uzaklaşmasının sebeplerinden biri de MHP ile yapılan ittifak. Gerçi MHP olmasa da kan kaybedecekleri kesin ama işte bir sebep de bu. Zira siyasal islam kafasıyla ırkçı zihniyet arasında ciddi bir ayrılık var, ve bugün Saray'ın uyguladığı politikalar MHP'nin ideolojisine daha yakın görünüyor. İşte bu da bazı AKP'lilerin, özellikle de il ve ilçe örgütlerindeki kadroların canını sıkıyor.
 

AKP'yi de dibe çekiyor

AKP içindeki bu mızıldanmaları ve İYİ Parti'nin pek olası görünmese bile Cumhur İttifakı'na çekilmesini engellemek için yapıyor MHP'nin başındaki kişi bu provokatif açıklamayı... Amacı, AKP içindeki gözü kara klikleri de yanına çekerek, CHP liderinin dokunulmazlığını gündeme getirip, İYİ Parti içindeki Cumhur İttifakı'na yaklaşmaya gönüllülerin bile bu hayalden vaz geçmesini ve MHP'nin biricik ortak olarak kalmasını sağlamak.
E herhalde bu tehdidinin Kemal Kılıçdaroğlu'na sökeceğini düşünecek kadar da zihinsel olarak geri değildir. Zaten cevabını da aldı ve aslına bakarsanız, bir kez daha istemeyerek olsa da AKP iktidarına zarar vermiş oldu.
 

Bir siyaset zararlısı

Kızıyoruz, hatta daha net söyleyelim tiksiniyoruz ama bu siyasi figürden, son dönemlerdeki her çıkışı, son tahlilde demokrasi güçlerinin işine yarayacak. O tek ortak olarak, Türkiye'yi 'güvenlikçi' bir faşizan ortama taşımaya çalıştıkça, iktidara destek biraz daha azalıyor. Cumhur İttifakı'nın çıkaracağı bir cumhurbaşkanı adayının kazanması gün geçtikçe güçleşiyor. Ama unutmayın faşizan zihniyetlerin aklının bir köşesinde her zaman demokrasiyi rafa kaldırmak vardır ve belki de asıl amacı budur. İşte böyle bir şer odağıdır MHP ve onunla iş tutan ondan da beter olur. Bakınız AKP!
Son olarak İYİ Parti asla ve asla böyle bir hataya düşmemeli ve HDP üzerinden oynanan oyunlara alet olarak bu şer ittifakının bir parçası olmamalı. Bence olmayacak zaten ama bunu tartışanlar varsa eğer İYİ Parti içinde, o bile bir utanç meselesi olarak algılanmalı...

Önceki ve Sonraki Yazılar