'CHP'de lider sorunu yok'

'CHP'de lider sorunu yok'

CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol 3-4 Şubat’ta gerçekleşecek kurultayla ilgili “Hem yerel, hem genel seçimlerin yapılacağı bir dönemde partimizde bir genel başkanlık sorununun yaratılmasını doğru bulmuyorum” dedi.

CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol, “Böylesi önemli süreçte, hem yerel hem genel seçimlerin yapılacağı bir dönemde partide bir genel başkanlık sorununun yaratılmasını doğru bulmuyorum. Ama partide bir yönetim sorunu var mıdır? Evet, vardır. Yani Sayın Kılıçdaroğlu devam etmeli, ama yönetim değişmelidir” dedi.

12 Eylül sonrası CHP Gençlik Kollarını kuran ve ilk kurucu Genel Başkanlığını üstlenen CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol, Sözcü’nün sorularını yanıtlardı. Erol'un eleştirileri ve önerilerinden bir kere daha anlaşılıyor ki; 3-4 Şubat'taki kurultay çok hareketli geçecek. İşte o röportaj:

“– Kongre süreciyle başlayalım. Bu süreçte CHP'de neler yaşandı?

Şunu ifade etmeliyim ki CHP'nin Türk siyasi tarihinde kalıcı olmasının ve devamlılığının nedeni örgütlerinin dinamik olması ve parti içi demokrasi mücadelesidir. Olağan kongre sürecinde illerin tamamına yakınında adaylar demokratik hakkını kullandı ve birden fazla aday yarıştı. Şimdi de Büyük Kurultay'a yine demokrasi şöleni havası içinde gidilecek.

– Kurultaydan ne bekliyorsunuz?

Bu kurultay partimiz ve ülkemiz adına yeni bir heyecanın ve umudun başlangıcı olmalıdır. CHP tarihine bakarsanız ülkenin bunalımlı dönemlerinde, CHP muhalefette olduğu dönemlerde bile kurultaylarını toplayarak ülkenin sorunlarına çözüm üretecek kararlar alarak umutsuzluğu umuda çevirmiş bir siyasi misyona sahiptir. Mesela 1959 yılında CHP kurultayı toplanır, “İlk Hedefler Beyannamesi''ni yayımlar. Yıl 1971 askeri darbesinin ve sonrasında baskıcı yönetim politikalarına karşı CHP kurultayını toplar ve kadro değişikliğine gider. Özgürlükler içeren yeni kurultay kararları alır. Anadolu'da üniversitelerin kurulması, parti içi demokrasinin genişletilmesi gibi, “Ne ezen ne ezilen insanca, hakça bir düzen'' diyerek siyasete yeni bir bakış açısı getirir. Şimdi de 16 Nisan referandum sonuçlarını doğru yorumlayıp, geçmişimizi de inceleyerek, yeni sürece göre gelecekle ilgili politikalarımızı ve kadrolarımızı revize etmemiz gerekiyor.

MYK GÖLGE KABİNE GİBİ ÇALIŞMALI

– Revizyon derken?…

Artık “Başbakanlık Sistemi” yok. Yeni sisteme göre bakan olmanız için milletvekili olmanız gerekmiyor. Ana muhalefet partisinin MYK'sı gölge Bakanlar Kurulu'dur. Önümüzdeki dönemde MYK üyelerimizin iddiası milletvekili veya belediye başkanı olmak değil, CHP'yi iktidar yaparak, bakan olma iddiası olmalıdır. Bu anlayışla MYK üyeleri, milletvekili ve belediye başkanı adayı olamamalıdır. Partinin dava adamları olarak anılmalıdırlar.

– Peki CHP'de değişmemesi gereken nedir mesela?

Bence şu anda Sayın Genel Başkanımızın partimize kazandırdığı en önemli şey; ön seçim ve kurultayımızın çarşaf listeyle yapılması adımlarıdır. Bu iki uygulama parti içi demokrasiyi ayakta tutan ve CHP örgütlerini dinamikleştiren uygulamalardır. Sosyal demokrat bir partide bunlardan asla vazgeçilmemelidir.

– Peki bu kurultayda Genel Başkan değişmeli mi sizce?

Böylesi önemli süreçte, hem yerel hem genel seçimlerin yapılacağı bir dönemde partide bir genel başkanlık sorununun yaratılmasını doğru bulmuyorum. Ama partide bir yönetim sorunu var mıdır? Evet, vardır. Yani Sayın Kılıçdaroğlu devam etmeli, ama yönetim değişmelidir. Biz özgürlükçü, demokrasi ve insan haklarına inanmış ve Mustafa Kemal Atatürk ilkelerine bağlı siyaset yapan bir partiyiz. Milli Mücadele geçmişimiz bizim temelimiz, devrimler çimentomuz, sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri ise çatımızdır."