Pınar Uzun: 'Adil ve demokratik bir Türkiye inşa edeceğiz'

Pınar Uzun: 'Adil ve demokratik bir Türkiye inşa edeceğiz'

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi’nin en genç üyelerinden biri olan Pınar Uzun ile, CHP'de genç olarak siyaset yapmanın koşulları ve yerel politikaları hakkında konuştuk.

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi’nin en genç üyelerinden biri olan Pınar Uzun ile, CHP'de genç olarak siyaset yapmanın koşulları ve yerel politikaları hakkında konuştuk.

Yurt Gazetesi: Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi’nin en genç üyelerinden biri olarak siyasetin aktif isimleri arasındasınız. Son yerel seçimler Türkiye için köklü değişimlerin işareti olarak yorumlanıyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin özellikle büyükşehirlerde elde ettiği başarı tablosunun arkasında ne tür bir strateji vardı?

CHP PM Üyesi Pınar Uzun: Yerel seçimlerde halkın teveccühünü kazanmak noktasında sürekli başarı eğilimine sahip olan nadir bir siyasete hâkimiz. Son yerel seçimlerde de birikimimizin üzerine çok daha büyük başarılar kattığımız doğru. Sürekli vurguladığımız katılımcılık olgusunu doğrudan uygulamaya geçirmiş bir geleneği temsil ediyoruz.

İktidara giden yolda halkla beraber kazanma hissini önceleyenler olarak, her seçim bölgesinde çok değerli aday adaylarımız arasında seçim bölgelerinin gerçeklerine en fazla karşılık gelen niteliklerin arayışı içinde olduk. Her seçim bölgesinin özgün gerçeklerine, asli sorunlarına, temel arayışlarına odaklanarak; metodumuzun merkezine sivil toplum kuruluşlarını, yerelin tüm dinamiklerini ve halkın memnuniyet arayışını koyan bir disiplini düstur edindik. Parti örgütümüzün tüm bileşenlerini, demokratik kitle örgütlerini, inisiyatifleri, meslek odalarını aynı anda sorumlu hale getiren hakiki bir katılımcılık ilkesine bağlıyız.

Belediye yönetmek dendiğinde, değer yargılarını yitirmiş ayrıcalık sahibi saraylıların tek odak noktası rant elde etmek ve haksız kazanç sağlamak olduğu için adaylarımızla, gençlerimizle, kadınlarımızla, parti örgütümüzün tüm emekçileriyle hane esaslı çalışmalarımızda gerçekleri anlatmamız uzun sürmedi. Aslına bakarsanız şu anda da olduğu gibi, bazı soruları kısaca yanıtlamanın zorluğu tabiri caizse imkânsızdır. Ben özetle, kolektif bir aklın halkla kurduğu ittifakın sonuçlarını, halkın somut sorunlarına dönük somut çözümler üretme gayretimizle, popüler olanı değil samimi olanı ilke edinerek elde ettiğimizi ifade edeyim.

Yurt Gazetesi: İstanbul seçimleri ciddi bir farkla ikinci kez kazanıldı. Siyasetin ve ekonominin aynı anda çıkmaza girdiği bu önemli süreçte İstanbul örneği, ana muhalefet nezdinde genel seçimler için ne anlam taşıyor?

CHP PM Üyesi Pınar Uzun: Emek sınıfının alın terini yandaş kasalara aktaranlara 31 Mart’ta da geçit vermeyen İstanbulluların özgür tercihini reddeden AKP-MHP ortaklığının YSK darbesinin karşısında 23 Haziran’da verdiği ders, seçim literatüründe epey yeni ve önemli bir mesele. 1994’ten beri İstanbul’daki hâkim davranış biçimini, bu yozlaşmış idarecileri, seçmenin ortak vicdanı reddetti. 2002’den bu yana Türkiye genelinde toplumun değer yargılarına kadar kasteden aynı sömürü düzenini yeniden reddedeceğiz. Ekonomik krizi iç ve dış siyasi krizle, siyasi krizi güvenlik ve terör kriziyle ve yarattıkları güvenlik anomalisini de yeniden ekonomik krizle unutturmaya kalktıkları 17 yıllık kaos karnesi genel seçimlerde de takdir görmeyecek.

Yoksullukla, açlıkla mücadele etme gayretinde yalnızlaştırılan milyonlar başta olmak üzere, toplumun genelini sarsan kriz ortamında işsizlik sorununu bile gündemlerine almayan bu yönetim anlayışı üretileni adil paylaşmayarak, asırlık fabrikalarımızı satarak geri dönüşü olmayan yola seneler önce girdiler. Doğrultu tutarlılığından ısrarla uzaklaşma hali, kendi içinde tutarlı olmayan vaatlerle birleşince geleceğe dair güvenden bahsetmek de olanaksızlaştı. Türkiye’yi kazanırken, Türkiye’ye kazandıran yolun taşlarını döşemeye devam ediyoruz.

Yurt Gazetesi: Toplumun belediyelerden beklentileri neler? Vatandaş gerçekte neyi istiyor, neyi istemiyor?

CHP PM Üyesi Pınar Uzun: Toplumun yerel yönetimlerden temel beklentisi, yerel yönetimlerin sorumluluğuna mahsus kaynakların son kuruşuna kadar bölge halkına hizmet kaidesiyle kullanılmasıdır. Bunun yanında önem niteliği çok yüksek olan başka hususlar da var elbette. Gerçek bir sosyal belediyeciliğin, ayrım gözetmeksizin her vatandaşa ihtiyaçları doğrultusunda adaletli bir şekilde dokunması, insanların yaşamını kolaylaştırmayı amaçlaması gerekir.

Hizmetler toplamını, yerel halkın politik tercihlerine göre kısmayı ya da görece artırmayı bile normalleştiren AKP’nin özellikle büyükşehirlerde yol açtığı dejenerasyonla mücadele eden kararlı bir irade beklentisi var ülke genelinde. Gösterişli yaşamlarına “tek servetim işte bu alyanstır” diyerek başlayanların doymak bilmeyen nefsi, toplum tarafından sineye çekilebilecek sınırı çoktan aştı. Sarayın imtiyazlı aktörleri bugüne kadar, ihtiyaç sahibi her vatandaşın eşit düzeyde faydalanması gereken sosyal yardımları dahi partizanca pay etti. Bunun gibi pek çok örnekle, toplumun neredeyse tüm fertlerinin beklentilerini şekillendiren “haksızlığa uğramışlık” hissini artık tanımayan kalmadı.

Herkes hizmette eşitlik, şeffaflık, denetlenebilirlik ilkelerine bağlı kalan yerel yönetimler görmek ister. Bunlara ek olarak, insanı ve doğayı yoksullaştırmayan kentleşme ve sosyal belediyecilik anlayışıyla en güçlü projelerimizi vatandaşların beklentileri doğrultusunda şekillendirmeye devam ediyoruz.

Yurt Gazetesi: Özellikle İstanbul’da ve Ankara’da hayata geçirilmesi planlanan projeler, merkezi hükumetin sebep olduğu birtakım engellerle karşılaşıyor. İleriye dönük tedbirler alınabilecek mi?

CHP PM Üyesi Pınar Uzun: Siyasi hüviyetini yozlaşma üzerine inşa etmekte bugüne dek hiçbir beis görmeyen AKP iktidarına yakışır davranış biçimlerini sayısız kez deneyimledik ancak bunu uzun vadeli bir problem olarak düşünmemek gerek. Bu anlayışın genel seçimlerde mükâfatlandırılmayacağını hep birlikte göreceğiz. Yetkilerini yalnızca büyükşehir belediyelerimizde değil, belde belediyelerimizde dahi Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarının hizmet kapasitesini sınırlamak maksadıyla kullanmaya çalıştıklarını biliyoruz.

Gerçek olan şu ki, sorumluluk ve yetki sınırları kanunlarla belirlenen yöneticiler tarafından yönetilmek yerine, kendilerini kararnamelerle sonsuz yetkili kılan kibrin ve açgözlülüğün temsilcileri tarafından yönetiliyor olsak da, sosyal belediyeciliğin derdest edilebileceği tek bir belediyemiz yok. Gençleri, kadınları, engellileri, doğayı önceleyen çalışmalarıyla yerel siyasette daha yolun başında takdir toplayan anlayışımız; tecrübeli, demokrasiye tüm benliğiyle inanmış, belediyeleri istila eden rant çetelerinin korkusu olan irademizin garantisi altındadır.

Yurt Gazetesi: Türkiye’de hak mahrumiyetlerini, toplumsal sorunları genç siyasetin bakış açısından değerlendirdiğinizde sorunlar sepetinde sizin öncelikleriniz neler?

CHP PM Üyesi Pınar Uzun: İktisadi, siyasi, sosyal alanların tamamında kadınları eşitsizlik ve şiddet çıkmazına sıkıştıran çağdışı ideolojinin her gün hedefindeyiz. Gerek kamusal alanda gerek özel alanda şiddetin tüm çeşitleriyle karşılaşan kadınlar için koruyucu niteliği ve suçu önleyici yaptırımlarıyla uygulanmasını sıkça talep ettiğimiz 6284 sayılı kanun için kamuoyu baskısı oluşturmayı son derece önemli buluyorum. Kadınları, çocukları hiçbir ayrım gözetmeden koruyacak olan bir mekanizmaya karşı çıkanların, cinayetlerin ortakları olduklarını görmenin ve göstermenin önemine inanıyorum.

Sormak lazım; çocukların istismar edilmelerine göz yumanların bir adım daha ileriye giderek failleri koruduğu, çocuk işçilerin hala var olduğu bir Türkiye kimin hayaliydi. Veya düşünen hemen herkesin cezaevlerinde özgürlüklerinden mahrum bırakılmasıyla kaç ailenin üzerine toprak atıldığını umursayan kaç kişiyiz, nasıl çoğalırız sorusuna göğsümüzü gererek cevap verebiliyor muyuz? Hayır.

İnsanları siyasi görüşüne, inancına, etnik kökenine göre ayırmayan, toplumsal cinsiyet eşitliğini gerçekten savunan, gençlerin ve kadınların eşit haklar mücadelesine saygı duyan ve destekleyen kimseler tarafından yönetilmediğimiz için her koldan saldırı altında olduğumuzu hissediyoruz. Bu anlamda benim, sizin, çevremizdeki herkesin yani toplumun genelinin her gün tecrübe ettiği bazı sorunlar ne yazık ki hayati meseleler olarak kaşımıza çıkıyor.

Örneğin, daha önce iyi kötü idare edilebilen geçim sıkıntısı artık saklanamaz, katlanılmaz boyutta. Ekonomik konjonktürün, işgücü piyasasının mevcut durumuyla, dünün bireysel sorunları bugünün toplumsal sorunları haline geldi. Hepimizi çevreleyen karamsarlığın, rekor kıran genç işsizlik seviyesinin, bir yandan demokrasi sorunu yaşanırken öte yandan hem de ekonomik krizin aynı anda yaşandığı bugünlerin çok travmatik sonuçları olur.

Yurt Gazetesi: Genç işsizliğin travmatik sonuçları olacağını ifade ettiniz. Konuyu biraz daha açarsak, bu sonuçlar yakın geleceğe nasıl yansıyacak?

CHP PM Üyesi Pınar Uzun: Üretim ve bölüşüm kavramları toplumsal olmaktan çıktıkça bu kavramların yerini işsizlik ve yoksulluk aldı. Genç işsizlik verilerinin Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş boyuta ulaştığı bugün bu oran yüzde 27,4. Üstelik bir kişinin işsiz sayılması, yani resmi rakamlara dahil edilmesi için belirlenmiş bazı kriterler var. Bu kriterlerden biri, son 4 hafta içerisinde iş arama kanalarından birini kullanmış olmak. Bugün Türkiye’de yaklaşık 7 milyon üniversite mezunu istihdam ediliyor ve an itibariyle örgün eğitim gören 4 milyon öğrenci çok yakın bir gelecekte mezun olacak. Dikkat ederseniz bu sayıları sık bir süzgeçten geçirerek özetlememin önemli bir nedeni var. Önümüzdeki 5 yılda ekonomiye en az 4 milyon genç, istihdam edilmek üzere dahil olacak. Peki Türkiye ekonomisi, halihazırda rekor kıran genç işsizlik trajedisini göz önünde bulundurulduğunda, mezun olmayı bekleyen milyonlarca gence istihdam yaratabilecek kapasiteye sahip mi? Değil. İşte yakın geleceğe yansıyacak olan tablo en basit haliyle maalesef bu.

Ekonomi yönetiminde Türkiye’yi çıkmaza sokan iktidar, KYK borçlarını ödeyemeyen, tüm donanımına rağmen kendilerini yetersiz hisseden milyonlarca gencin hayat koşullarının, geleceğe dair korkularının, güvensizliklerinin sorumlusudur. Tüm çabalarına rağmen yıllarca iş bulamayan üniversite mezunu gençlerin sorunu yalnızca ekonomik bir sorun olmaktan çıktı. Genç işsizlik sorunu artık toplumsal, sosyal bir meseledir.

Yurt Gazetesi: CHP’de olağan kongre takvimi başladı. Süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Kongre sürecinde ayrışma olmadan ilçe, il ve Genel Merkez düzeyinde bir rota mümkün mü?

CHP PM Üyesi Pınar Uzun: Partimiz, 2019 yerel seçimler sürecinden büyük bir başarı ile çıkmış ve Türkiye genelinde iktidara gelecek bir siyasal rotada ilerlemektedir. Yaşadığımız kongre sürecinin de bu paralelde ilerlediğini gözlemliyorum. Ayrışmaların asgari, iktidar yürüyüşüne uygun bir ruhun azami düzeyde ilerlediği bir süreç yaşanıyor; Büyük Kurultayımız ile son bulacak sürecin bu şekilde devam edeceğine inanıyorum. Partimiz, kongre sürecinden yıpranarak ve ayrışarak değil, daha da güçlenerek ve bütünleşerek çıkacaktır. Roller değişti; ‘’kavgalı ev’’ görüntüsüne sahip olan parti Cumhuriyet Halk Partisi değil, Adalet ve Kalkınma Partisi’dir. Biz, iktidar yürüyüşümüze ve adil, demokratik bir Türkiye’yi nasıl inşa edeceğimize odaklanmış durumdayız.

Abdullah Ağırkan - YURT Gazetesi