Artık çok geç

Artık çok geç

Korkusuz gazetesi yazarı Hüsnü Mahalli İdlib saldırısı ardından, her iki ülkeyi de uyaran bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı:

Böyle giderse yarın çok geç olacak.

AKP İdlib ve genel olarak Suriye’de çok tehlikeli hesap ve kitap peşinde.

Türk Ordusu ile Rus ordusu her an kapışabilir.

Ben ciddiyim.

Rus medyasına göre Türk Ordusu var olan bütün olanaklarıyla İdlib’teki Nusra ve benzeri gruplara destek veriyor.

Bu da yetmeyince TSK yanına ‘Suriye Milli Ordusu’ militanlarını da alarak Suriye topraklarında konuşlanmaya çalışıyor.

İran ve Rusya destekli Suriye ordusu (SMO) bölgede operasyonlara devam ediyor ve edecek.

Böyle giderse bölgede büyük çatışmalar kaçınılmaz olacak.

Suriye, İran ve Rusya ordularına karşı Nusra ve SMO destekli Türk Ordusu.

Korkunç bir olasılık.

AKP kendi sonunu düşünmeyebilir ama Türkiye’ye çok yazık olacak.

Bölgedeki ülkelerin durumuna bakın hepsi perişan.

Herkes oyuna geliyor, getiriliyor bazıları da figüran.

Kimse ‘Neden bu haldeyiz’ diye sorgulamıyor.

Sorgulayanların da başına gelmeyen kalmıyor.

İç ve dış ihanetlerin bedelini yönetenlerle birlikte o ülkelerde yaşayan milyonlarca insan ödedi ve ödüyor.

Ders alan yok.

Nereden nereye!

Abdullah Gül’ün ifadesiyle ‘Uluslararası ilişkilerde herkese örnek bir model olan Suriye-Türkiye ilişkisinden’ geldiğimiz noktaya bakın.

20 Ekim 1998’de imzalanan Adana Anlaşması’na göre Suriye PKK’ya karşı gerekeni yapmazsa Türkiye Suriye topraklarında 5 kilometre derinliğinde operasyon yapabilirdi.

Ama Suriye ‘gereken her şeyi’ yaptı ve iki ülke dost ve kardeş oldu.

21 Aralık 2010’da yani iki ülke arasında ilişkilerin dört dörtlük olduğu dönemde Ankara’da imzalanan yeni anlaşmaya göre iki ülke ‘karşılıklı olarak’ her türlü terör örgütlerine ve teröristlere karşı mücadele sözü vermişti.

Suriye kendi topraklarında Türkiye’nin terörist dediği örgütlerle savaşacak buna karşın Türkiye Suriye’nin teröristlerine karşı savaşacak.

Ama şimdi ortada garip bu durum var.

Suriye ABD destekli PKK/PYD/YPG’ye karşı mücadele ediyor ama Türkiye Suriye’nin terörist dediği 100 bin kadar militana tam destek veriyor, maaşını ödüyor ve en ağır silahlarla donatıyor.

Suriye tanklarını ve Rus uçaklarını vursunlar diye.

Ruslar şimdi oturmuş binbir türlü hesap yapıyorlardır.

Putin 5 Mart’taki Dörtlü Zirve’ye gelmeyeceğini açıkladı.

Anlamı ‘Erdoğan’la konuşmak istemiyorum’.

Putin bu tavrını sürdürürse, ki öyle görünüyor, işler çok karışacak demektir.

Trump acayip seviniyordur.

Umarım 24 Kasım 2015’te düşürülen Rus uçağından sonra yaşanan kriz benzeri bir durumla karşı karşıya kalmayız.

“Bu hesap Bağdat’tan döner” diyeceğim ama Bağdat zaten darmadağın.

‘Dimyat’taki pirinç misali’ diyeceğim orası da Sisi’nin ülkesi.

Bir zamanlar “İşte Halep işte arşın” diyenlerin hali ortada.

“Ne Şam’ın şekeri ne Arab’ın yüzü” desek yanlış anlaşılır.

Sonuçta SMO militanları da Arap.

Nusra’nın içinde çok sayıda yabancı var ama onlar da ‘din kardeşimiz’.

Neyse bu iş çok karışık ve düzelme şansı yok gibi.

Güvendiğimiz NATO ‘Beni bu işlere karıştırmayın’ diyor.

İşimiz kala kala Macron’a kaldı.

O da arada bir ‘gıcıklık’ yapıyor ama olsun.

Önemli olan İdlib’de arkamızda dursun.

Adam Fırat’ın doğusunda Trump’la birlikte PYD/YPG’nin yanında ama Paris’te aşk başkadır.

Osmanlı Şam için Şam-ı Şerif derdi şimdi de Osmanlı mirasçısı AKP İdlib’i onurlandırmaya çalışıyor.

Din iman hikayesi.

AKP’ye göre İdlib Korona tehlikesinden çok daha önemli.

AKP’ye göre önemli olan Korona değil Rusya, İran ve Suriye’yi yenmektir.

Osmanlı; Emevilerle Rus ve Pers imparatorluklarına karşı!

Film değil 24 bölümlük dizi olur.

Kara Murat misali.

Anlamsız gelebilir ama böyle düşünenler de var.

Yandaş medyanın o “süper zeki” yorumcularına kalırsa herkes savaşa hazır olsun.

Herkesle her cephede.