Onur Beyhan yazdı: Korona ile küresel çetenin hedefledikleri neler?

Onur Beyhan yazdı: Korona ile küresel çetenin hedefledikleri neler?

Yeryüzündeki insanoğlu adeta felç oldu. Hayat, ticaret ne var ne yok her şey durdu. Sınırlar kapatıldı, ülkeler aciz bir şekilde salgına engel olabilmek için tüm imkânlarını seferber etti.

Çin bu sürede 4 trilyon dolar kaybetti. Binlerce Çinli öldü ve on binlercesi virüs kaptı. Ticareti durdu. Büyük bir darbe yedi. Kısa vadede toparlanması mucize.

Sonra birden bire İran’da ardından Almanya’da ve İtalya’da görüldü.

İtalya sokağa çıkma yasağı ilan etti. 150 milyar dolar kaybetti. Hastaneleri doldu taştı. Almanya şansölyesi Angele Merkel ‘Nüfusumuzun %60-70’ine bulaşabilir.’ Dedi. Ardından salgınla mücadele için 500 milyar Euro’yu gözden çıkardıklarını açıkladı. Oysa Almanya her yıl 400 milyar Euro fazla vermekle övünürdü.

Avrupa Birliğinin öncüsü, lider ülkesi 4 trilyon dolarlık Acun’un en büyük dördüncü, Avrupa’nın ise en büyük ekonomisi ve sanayi devi Almanya virüse teslim oldu. İran’da ise devrim muhafızları komutanlarına kadar en üst düzey bürokratlarına bile virüs bulaştı.

Türkiye ise önlemlerini sıklaştırdı, sınırlarını kapattı, AVM, Marketler hariç eğlence merkezleri dâhil, insanların genelde vakit geçirdikleri mekanları kapattı.

Büyük olasılıkla herkes gibi siz de ‘Yahu ne oluyor bu dünyaya’ diyorsunuzdur.

Gelin isterseniz adım adım gidelim…

Korona virüsünden korunmak için alacağınız önlemleri say desem neler söylersiniz?

Öncelikle olabildiğince zorunlu olmadıkça evden çıkmayın dendi. Sonra insanlarla görüşmeyin, tokalaşmayın, sosyalleşmeyin, kâğıt ve metal para kullanmayın dendi değil mi?

Evinize sipariş verin gelsin. Kredi kartı kullanın ya da direk internetten sipariş edin her şeyi dendi.

Okullar kapandı ve evde internet üzerinden ve yerinden eğitime devam edileceği söylendi.

Bu uygulamayı Türkiye’de başlattı.

İnsanlar stok etmek amacıyla marketlere akın etti ve hatta dezenfektan için kolonya dahi kalmadı.

Bir şeyler dayatıldı ve zorunlu kılındı. Bizlerde tıpış tıpış istenileni yapmak zorunda kaldık.

Şimdi çok uzatmadan daha derli toplu olması açısından madde madde durumu analiz edelim.

Küresel Çete Neleri Hedefliyor?

Öncelikle bu virüs bir biyolojik silahtır ve tek dünya devletini savunan küresel çetenin işidir.

Çin’den başlaması ise tamamen Çin’in ticaretini vurmak amaçlanmış olsa da küresel çapta Almanya, İtalya, İran gibi ülkeleri de kapsamasıyla Ulus Devletleri hedef aldığı çok açıktır.

İnsanları toplumsal alanlardan uzak tutarak, sosyalleşmeyi engelleyerek, selamlaşmaya daha imkân vermeyerek aslında robotik, asosyal ve kendisini eve kapayan sanala kitlenmiş ve kontrolü kolay bir dünya toplumunun denemeleri yaptırılıyor.

İnsanlara kâğıt ve metal para kullandırmayarak dijital paraya geçişe alıştırmak hedefleniyor. Böylelikle insanların alışkanlıklarının da değiştirilmesi zorlanıyor.

İnsanları eve kapatmadan önce gıda temini için ne yapacakları da gözleniyor. Görünen o ki insanoğlu sadece kendisini düşünen, bireyci, kolektif ve toplumsal sorumluluktan, bilinçten oldukça uzaklaşmış. Biz Türkler bile bu konuda iyi bir sınav veremedik.

Küresel çetenin bireyselleşmeye önem verdiği çok açık. Çünkü sadece kendisini düşünen daha kolay esir edilir. Ancak toplumsal bilinç ve kolektif akla sahip olan bir ulus özgürlüğüne el atıldığında mücadele için ayağa kalkar.

Küreselciler Ulus Devletlere kılıç çekti artık ve bu savaş çok can yakacak. Dünya’da huzura hasret kalacağız gibi görünüyor. Ancak küreselciler de yanıtlarını çok yakında Ulus Devletlerinden alacaklar.

Amaçları tek dijital para, tek devlet, tek dünya milleti ve tek dünya dinidir.

Ya da dinsizlik mi demeliydim.

Küreselciler kazandığı takdirde tüm dünya insanını ‘Lucifer’e’ yani bildiğimiz kadim adı Azazil olan ‘İblis’e’ tapmaya zorlayacaklar.

Ancak İsrail oğulları bu işin finansmanı ve baş taşeronu oldukları için geçmişte azgınlıklarının bedelini ödediler.

Bugün de her ne kadar büyük oynasalar da sonunda perişan olan yine onlar olacak.

Siyonist Yahudilerin dini bayramları olan ‘Yom Kippur’ bayramında Fırat’ın doğusuna giren Türk Ordusu ‘Küresel Çeteye’ ‘Sana Büyük İsrail’i kurdurmayacağım’ demiştir.

Bilindiği üzere İsrail bayrağındaki iki şerit, Fırat ve Nil nehirlerini temsil eder.

Ortadaki altıgen Davut mührüdür. Yani ‘Fırat ve Nil arasındaki vaat edilmiş topraklar bizimdir mührümüzü vuracağız / hakkımızı alacağız.’ Mesajı çok açık olarak verilmiştir.

Kıbrıs’ta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini kuran Türk Devletinin burası için seçtiği bayrak ise çok manidardır.

Beyaz üzerine iki kırmızı şerit ve ortasında Ay Yıldız ‘KKTC’ bayrağı olarak seçilmiştir.

Türk Devleti şımarık İsrail oğullarına ‘Bu iki nehir arası Türkündür. Gücün yetiyorsa almaya cüret edersin.’ Demiştir ve Barış Pınarı ile gereken mesajı vermiştir.

Şimdi el yükselttiler. O halde hak ettikleri yanıtı Kadim Türk Devlet Aklı verecek…

Türk Aklı Düşünce Birliği Başkanı:

Onur Beyhan