O tezkere kabul edildi

O tezkere kabul edildi

TBMM Genel Kurulunda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, NATO’nun Afganistan'da icra edeceği kararlı destek misyonu için yurt dışına gönderilmesi konusunda Hükümete verilen izin süresinin, 6 Ocak 2019 tarihinden itibaren iki yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi kabul edildi.

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili  Volkan Bozkır, TBMM Genel Kurulunda kabul edilen, Türk Silahlı Kuvvetlerinin,  NATO’nun Afganistan'da icra edeceği kararlı destek misyonu için yurt dışına  gönderilmesi konusunda Hükümete verilen izin süresinin, 6 Ocak 2019 tarihinden  itibaren iki yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi üzerinde AK  Parti Grubu adına konuştu.

Volkan Bozkır, Türkiye’nin gerek jeopolitik konumu, gerekse  uluslararası gücü ve etkisini dikkate alarak, tüm dünyayı etkileyen gelişmelere  sessiz kalmasının mümkün olmadığı ve bunlara ilişkin proaktif ve etkili bir dış  politika izlediğinin açık olduğunu söyledi.

Türkiye ve Afganistan'ın köklü tarihsel ilişkilere sahip iki kardeş  ülke olduğunu vurgulayan Bozkır, Türkiye'nin Afganistan’ın milli birliğini,  bütünlüğünü ve bağımsızlığını her zaman desteklediğini anlattı.

Türkiye'nin Afganistan’a yönelik destekleri

Volkan Bozkır, Türkiye'nin Afganistan’a yönelik desteklerini anlattı.

Afganistan’a 2004'ten bu yana süren yardım programının toplam  değerinin 1,1 milyar doları aştığını belirten Bozkır, "Ülkenin her vilayetinde  binden fazla proje gerçekleştirilmiştir." dedi.

Komisyon Başkanı Bozkır, Afganistan’da NATO ve BM başta olmak üzere,  uluslararası toplumun yoğun gayretleriyle sağlanan ilerlemenin henüz kırılgan  olduğunu ifade ederek, "Bu nedenle, Afganistan'da barış ve istikrar  sürdürülebilir temellere kavuşturulana kadar, bölge ülkelerinin ve uluslararası  toplumun desteğinin devam etmesi şarttır." diye konuştu.

Türkiye'nin, Afganistan ulusal güvenlik ve savunma güçlerinin mali  sürdürülebilirliğinin desteklenmesi için tüm müttefiklerce verilmekte olan mali  destek kapsamında, 2015-2017 döneminde üç yıl süre için toplam 60 milyon dolar  katkıda bulunduğunu dile getiren Bozkır, "Ülkemizin 2018-2020 dönemindeki mali  katkısının üç yıl boyunca 20’şer milyon ABD doları olmak üzere toplam 60 milyon  dolar seviyesinde süreceği Varşova Zirvesi'nde ilan edilmiştir. 2018 yılı için  taahhüt edilen 20 milyon dolar tutarındaki katkımız peyderpey aktarılmaktadır."  değerlendirmesini yaptı.

Volkan Bozkır, kararlı destek misyonu kapsamında, Türkiye'den 469  personelin Afganistan’da görev aldığını belirterek, "Tüm çabalara rağmen  Afganistan’daki güvenlik durumu kırılganlığını sürdürmektedir. Henüz huzur  sağlanamamıştır ve saldırılar sürmektedir." dedi.

Buna karşın, önemli bir gelişme olarak, 20 Ekim 2018 tarihinde  düzenlenen Parlamento seçimlerinin önemli bir aşama teşkil ettiğine dikkati çeken  Bozkır, 2019 ilkbaharında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de başarıyla  gerçekleştirilmesinin, Afganistan’da siyasi uzlaşıya yönelik ortamın teşkili  bakımından önemli olduğuna işaret etti.

Komisyon Başkanı Bozkır, "Afganistan'da kalıcı barış ve istikrar,  ancak Afganlar arasında sağlanacak ve bölge ülkeleri ile uluslararası toplumun  destekleyeceği siyasi uzlaşıyla temin edilebilecektir." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanının gösterdiği liderlik çok belirleyici oldu

ABD'nin Suriye'den çekilme kararının oluşma sürecinde, Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan'ın gösterdiği liderlik ve izlediği diplomasinin çok  belirleyici rolü olduğunu herkesin ifade ettiğini belirten Volkan Bozkır, "14  Aralık günü yapılan telefon görüşmesi, bütün bu sürecin seyrini değiştiren önemli  bir karara vesile olmuştur. Bu telefon görüşmesi sonucunda, 18 Aralık'ta ABD'nin  Suriye'den çekilme süreci başlamıştır." dedi.

Suriye'deki son gelişmeler çerçevesinde sınır hattında çok önemli  hareketlilik olduğuna dikkati çeken Bozkır, şunları kaydetti:

"Ancak biz hem sahada hem masada olmaya devam edeceğiz. Türk dış  politikasının ve güvenlik siyasetinin en temel ilkesi de zaten hem masada hem  sahada olmaktan ibarettir. Suriye'de bunun çok önemli örnekleri de ortaya  çıkmıştır. Hem Astana-Soçi sürecinde hem Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı  harekatlarında, Cerablus, Afrin ve İdlib'de ve diğer bütün alanlarda masada ve  sahada olmanın en önemli görüntüleri ortaya çıkarılmıştır. Diplomasideki güç,  askeri ve devletin gücüyle desteklenmediği sürece, diplomaside güç olmaktan  çıkar. 'Sadece diplomasi ama askeri harekat hiç olmasın. Her şey diplomasi  alanında çözülsün ama Türkiye güçlü olmasın' mantığıyla hareket edildiği zaman,  diplomaside herhangi bir başarı kazanılması mümkün değildir.

Hemen sınırımızda bulunan 3 binden fazla DEAŞ'lı, Türk Silahlı  Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu tarafından Fırat Kalkanı Harekatı çerçevesinde  etkisiz hale getirilmiştir.  Fırat Kalkanı Harekatından sonra, o günden bugüne  kadar Cerablus-El Bab hattında tek bir DEAŞ unsuru dahi bulunmamaktadır. Ayrıca  burada sağlanan güvenli bölgeye ve huzura dayanarak da ülkemizde misafir  ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizden 180 bini tekrar ülkelerine, yuvalarına dönme  kararı almışlar ve bugün orada huzur içinde yaşamaktadırlar."