Özgür TUĞRUL/YURT- Zira kent merkezine 35 km, yani 30-40 dakika uzaklıkta püfür püfür esen rüzgarıyla serin, tertemiz deniziyle tam bir cennet olan Urla ‘da vatandaşlar kıyıları işgal eden café veya restoranlar yüzünden denize giremez hale geliyor.

Veya mecburen pahalı yiyecek ve içecek tüketerek denizini kullanabilir hale getiriliyor.Yazın yarım milyon, kışın  70-80  bin insanımızın yaşadığı cennet Urla’da rant kavgası da büyüyor..

Özellikle İskele ve Çeşme altı sahili kıyı şeridinde Urlalıların denize girebilecekleri en güzel kıyı şeridi büyük oranda işgal edilmiş durumda.Belediyenin pek hizmet sunmadığı kıyı da halk çoğu işgalci birkaç “esnaf” ın insafına terk ediliyor.Sıra sıra masalar dizilerek insanların kıyıyı kullanmaları fiilen engelleniyor.

Bazıları çok ihtiyacı varmış gibi Milli Emlağın yok pahasına kiraya verdiği güzelim kıyıları işletmeler tarafından resmen işgal ediliyor ve  vatandaşı denizden uzaklaştırıyor.Bazı uyanıklar da üçe kiraladıkları yeri doksana el altından ‘tahsis’ ederek uyanıklık yapıp haksız kazanç sağlıyor.

Birde sadece oldubittiyle işgal edilen kıyı şeridi var ki, vatandaş nerede Milli Emlak? Nerede Kaymakamlık? Nerede Belediye diye şaşırıp kalıyor.

En son örnek hali hazırda iskele kıyısında o yörenin en güzel yüzülebilecek deniz kısmının kıyısında eskiden bir papaza ait olan bahçeli bir ev satın alınmış ve daha restoran- cafe henüz açılmadan deniz kıyısında elektrik hatları çekilmiş ve beton zemin düzeltilmiş.

Belli ki gelecek sezonda orada Urlalılar o cafede oturmadan , kazıklanmadan yüzemeyecekler.

Tabi burada bu tarz olaylara duyarsız kalan CHP il, ilçe örgütlerinin payı çoktu elbette…

Sahillerin işgal edilmesi nedeniyle neredeyse halkın denize girip, güneşlenebileceği yer kalmadığına dikkati çeken Urlalı vatandaşlar Kaymakamlığı, Belediye’yi ve Milli Emlak’ı göreve çağırıyor.