Abdullah Ağırkan

Abdullah Ağırkan

BAŞKA HESAPLAR (!) YAPALIM

Liberallerin umutla beklediği reformlar çöktü. Cumhurbaşkanı nasıl bir süreç tasavvur ettiğini ve nasıl bir süreç başlatacaklarını en üst perdeden ifade etti AKP Grup Toplantısı’nda. 
Liberallerin ve ulusalcıların, uzun zamandır çekişmeli bir şekilde, eksen kayması, Avrasya cephesine geçiş, Batıdan yüz çevirme gibi tartışmaları aslında meselenin özünden kopukluğu göstermesi bakımından her zaman anlamlı gelmiştir bana.
Oysa AKP, her dönem ve koşulda pragmatist davranan bir siyasal çizgide oldu. Bir dönem liberalleri batı ile tavlayan AKP, farklı bir dönemde ulusalcıları Avrasyacı tavrıyla bağladı… 
Bir dönemler her türden milliyetçiliği ayaklar altına aldığını söyleyen AKP hükümeti, farklı bir zaman diliminde Kürt sorunu yoktur diyebiliyor… 
AKP pragmatist bir partidir!
Ancak bugünkü koşullar pragmatist gerçeklikten çok farklı…

AKP, siyasal manevra alanının MHP ile sınırlı bir hale getirdi. Mevcut hükümetin siyasal perspektifini önemli ölçüde belirleyen MHP olmaktadır.

Ancak mesele şu ki ekonomi ciddi anlamda alarm veriyor, % 7 ile dahi dış borç bulmak zor hale geldi ve hükümet mevcut döngüyü sağlayacak güce sahip değil bu şartlar altında. Daha da önemlisi kapıda ciddi bir kriz var… 
Siyasal erk olan partinin önümüzdeki süreçte oluşacak toplumsal olaylardan en fazla etkileneceği nokta taban kaybıdır… 
İşte mesele bu gerçeklikte saklıdır…

Siyasal olarak faturayı kim ödeyecek?

Başa dönersek eğer, AKP pragmatist bir partidir ve süreç daha da kesinleşecek olursa ki ekonomi daha da derin krizlere koşuyor ve döviz yükseltilen faizlere rağmen durmadan çıkıyor, önümüzdeki süreçte hükümetin yeni bir yol haritası belirlemesi zaruri bir hal alacak bana kalırsa… 

AKP-MHP üst yönetimi ağzımızın tadı bozulmasın diyor, lakin ekonominin ayarı bozuldu ve başka çare yok. Bütün Mesele, MHP dengesini daha farklı bir sürece hazır hale getirip sırtından atmakta saklı…
Fakat bu kurtuluş mu?

Yoksa “DSP-MHP-ANAP sürecindeki gibi yok oluş süreci mi olur?” sorusuna verecek yanıt; “bekleyip görelim” olur.

SOL VE DEMOKRAT SEÇENEK 

İşin diğer boyutu sosyal demokratlar, solcular, yurtseverler nasıl bir yol haritası belirleyecek?

Zira, seçenek olma adına nasıl bir politik referans izleyeceklerini açık biçimde ifade etmeleri gerekir…
Sosyal demokratlar, solcular, yurtseverler bir seçenek oluşturmadıkları takdirde, Türkiye yeninden AKP formatlı bir başka yapının kontrolünde bir 20 yıl daha devam edecektir.

Türkiye ‘de solun artık bir alternatif düzenle kendi gücü, değerleri ile topluma seçenek olması zaruri bir durum almıştır.

Bu kadar örgütlü kötülüğü ancak solun tarihsel değerleri çözüm bulabilir:
Daha yaşanılır bir ülke adına!
 

Önceki ve Sonraki Yazılar