Abdullah Ağırkan

Abdullah Ağırkan

BİR DEVLET OPERASYONU

Vahşi bir ormanda çevrenizde otlar hışırdadığında bunu rüzgâra da yorabilirsiniz, vahşi bir hayvanın varlığına da. Eğer ikinciyi varsayar ama hışırtıyı yapanın rüzgâr olduğu anlaşılırsa, boşuna tedbir almış olursunuz…

 Ancak o da pek boşuna olmaz çünkü kendinizi korumaya yönelik alışkanlık geliştirirsiniz. Ama eğer hışırtıyı rüzgâra yorar ve birden vahşi bir hayvanla karşılaşırsanız muhtemelen ölürsünüz… Kritik nokta şu ki bu ikinci durumda hayatı geriye sarmak mümkün olmuyor / Zira ölüyorsunuz…/ Meseleleri – Mesele etmezseniz / meseleler ortadan kalkmaz, siz görmezden gelirsiniz sadece! O kadar… Ancak meseleler ortada durur ve daha da ciddi duruma evrilir...

Devlet aygıtının son bir yıldır özellikle “Sedat Peker’in söylemleriyle nasıl çürüdüğünü okuyoruz sosyal medya vb paylaşımlarıyla”. Devletin geçmişten günümüze çeteler ile bağları ve bu noktada tanımlar ciddi anlamda incelenmesi zorunludur…

Şüphesiz bunlar idea ve ne ölçüde doğru sorusuna verilecek cevap incelme ile anlam kazanacak! Ancak bu ideaları göz ardı edip-kulak tıkamak ciddi zaaflar, sorunlar doğuracaktır. Devlet aygıtı bu söylemleri her açıdan kurumlar içi dâhil incelemedir…

Devlet kendi iç mekaniğine operasyon yaparak sorunlu, kanserli unsurları vb yapıları tasfiye etmelidir. Devletin suç unsurlarıyla aynı denklem içinde, idealar içinde tanımlanması kabul edilemez…

Çürüme kurumlar içinde yaşamsal biçime evrilirse geride yıkım kalır.

Hürriyet Kasidesi

 

Ey geleceğin umudu, sen ne can dostuymuşsun;
dünyayı bütün üzüntü ve sıkıntılarından kurtaran sensin.

Hükmetme çağı senindir, hükmünü dünyaya geçir;
Allah yüceliğini her türlü belâlardan korusun.

Ey yaralı kükreyen aslan, senin gezdiğin güzel sahralar zulmün köpeklerine kaldı,
artık gaflet uykusundan uyan!

Namık Kemal

Önceki ve Sonraki Yazılar