Teşekkürler Tayyip Erdoğan!

12 Eylül 1980’de gözaltına alınan gençlerden biriydim.

İkizdere’deki evimden alınmış, darbeciler tarafından işkencehaneye dönüştürülen Rize Eğitim Enstitüsü’nün spor salonuna götürülmüştüm.

Zaman zaman sorgu odasına alınıyor, dirençli olanları aynı yerleşkede bulunan yurt binasındaki ranzalara bağlıyorlardı.

Amaç aç susuz bırakarak insanların direncini kırmaktı.

İki gün geçireceğim bekleme odasında ranzaya gözlerim kapalı kelepçelendiğimde konuşmalardan Fatsalı bir gencin de orada olduğunu anladım.

Uzun süredir ranzaya bağlıydı, aç ve susuz bekletiliyordu.

Fatsalı genç ‘Su, ne olur su” diye yalvarıyordu.

İşkenceciler o genç arkadaşa acımasız davranıyordu çünkü o Terzi Fikri’nin ‘Küçük Moskova’sından getirilmişti.

 

****

 

Benim sorgum kısa sürdü ama spor salonunda 86 günlük gözaltı (bekleme) sürecinden sonra serbest kaldım.

O arkadaşa ne olduğunu bilmiyorum ama işkencecilerin Fatsa’ya özel ilgi (!) gösterdiklerini biliyorum.

 

****

 

Onun nedeni de Fatsa’dan, Karadeniz’den çıkıp Türkiye’ye örnek olacak bir model ortaya konulmasıydı.

Tıpkı Köy Enstitüleri gibi Fatsa’daki halkın kendi kendini, komiteler yoluyla yönettiği bir model çok tehlikeliydi (!)

Tüm sorunların birlikte çözüldüğü, herkesin yönetime katıldığı yeni bir yoldu.

Bir tür yerel sosyalizm deneyimiydi.

Düşünün 11 bölgeye ayrılmıştı küçücük Fatsa…

Asfaltın henüz olmadığı Karadeniz’in bu şirin ilçesinde sokaklar çamurdan kurtarılmıştı.

Orada her şeye Halk Komiteleri karar veriyordu.

İçki, kumar yasaktı, kadına şiddet büyük oranda engellenmişti.

Çünkü sosyalizm cinsiyet eşitliğini ön plana çıkaran bir rejimdi.

 

****

 

Fatsa’daki bu örnek gelişmeden dönemin egemenleri rahatsız olmaya başladı.

Özellikle dönemin başbakanı Süleyman Demirel, Çorum katliamı sonrasında ‘Çorum’u bırak Fatsa’ya bak’ diyerek operasyon sinyalini verdi.

Darbeciler 12 Eylül’ü bile bekleyemedi, 11 Temmuz 1980 sabaha karşı Fatsa kuşatıldı.

Yüzlerce kişiyle birlikte Terzi Fikri Sönmez de gözaltına alındı. Gördüğü işkenceler ve cezaevinin kötü koşulları nedeniyle Amasya Cezaevi’nde 1985 yılında kalp krizi geçirerek yaşama veda etti.

Anısı önünde saygıyla eğiliyor, bu önemli olayı ters manyel vererek anımsattığı için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyorum.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar