Abdullah Ağırkan

Abdullah Ağırkan

HER KOLTUĞA / ADAY OLMAK

Tut ki Süleyman olup bin yıl saltanat sürdün,

Âhir öleceksin, kalmayacak yerin yurdun. 

Li-Müellifihî

Bizim memlekette her daim koltuk sevdası vardı…

Ancak son 10 yıldır içinden çıkılmaz şekilde her şeye aday olma furyası var aynı tiplerde…

Yani her dönem koltuğa adaylık nasıl bir hadsizliktir?

Nasıl bir içi boş-kof özgüvendir?

Nasıl bir az gelişmişliktir?

Nasıl bir koltuk- makam beklentisidir…

Bakınız açık yüreklilikle ifade ediyorum!

İnsanların politik düzlemde bazı talepleri-adaylık vb tezleri olabilir ama makul düzeyde 10 yıl-20 yıl aynı koltuklara aynı isimler aday olmamalı! Veya en azından bir-iki dönem ara vermeli!

Yerel seçim süreci geliyor ve bu süreç çok boyutlu bir mücadelenin yansıması olacak şüphesiz. Yeni yüzler topluma heyecan vermeli ve bu sürçe içinde sağlıklı tezler üretilmeli…

Muhalefetin bu nokta da ciddi bir saha çalışması ve sağlıklı adaylar- Başkan-meclis vb tasarlanmalı. Bu koltuk sevdasın artık bir nokta da dile getirmeliyiz. CHP bu sürecin lokomotifi… Olmalıdır! Ana muhalefet olarak!

İçi boş özgüven ve niteliksiz insan profili kadrolarla seçimlerin kazanılması mümkün değil. İlçeler ve yönetim birimleri vb içeriksel olarak niteliksiz kadrolardan oluşuyor ne yazık ki… Çoğu yerde !

Bu nokta da daha sorunlu bir durum var!

Havuz medyası “malum birimlerin “servis edilen çok boyutlu- kaynağa dayalı belge vb ile maddi olgular elde eden ilç baş-yk vb Belediyeleri vb yıpratacak çalışmalar olduğu ve seçim süreci için toplandığı gelen bilgiler içinde.

Bu önemli bir uyarı şimdilik! nokta. /

Öte yandan siyasal mücadele için maddi düzlemde koltuğa mahkûm olmanız ciddi bir risk içeriyor.

Siyaset Maaşlı bir iş değildir… / Ya da dengeleri gözetmek gerek! /

Siyasal mücadele süreci daha çetin bir noktaya evriliyor /umarım koltuk sevdası biraz da olsa hız keser ve nitelikli kadrolar saha çıkar artık.

Önemli !

"Bir gün eyler dest-beste pâygâhı câygâh//Bî-aded mağrûr-ı sadr-ı itibârın görmüşüz." (Biz itibar koltuğunda nice gururla oturanları görmüşüz ki bir gün kapı dibinde, elini bağlayıp duran bir uşak derekesine düşmüşlerdir.)

 

Önceki ve Sonraki Yazılar