Abdullah Ağırkan

Abdullah Ağırkan

SIYRILIP GELEN

Sabahın erken vakti saat 6 45 ‘de çalışma odasında Deniz Zeyrek’in köşesinde “ Anadolu’da hüzünlü bir gün”  yazısını okuyorum gece henüz sabaha evirilmiş değil…

a.jpg

Aynı coğrafyanın iki insanı olarak dalıyorum anlatımlarına o güzel kentin bozkırını, köylerini, sıcak soba ve elbette közde patates, Rus edebiyatında en çok göze çarpan soğuk teması ve közde patatesi anımsıyorum anlamsızca belki de…

 Anadolu’nun yoksulluğu değişmemiş diyor yazar ve bu geçmişten günümüze sanki miras…

Evet, Yaşar Kemal’in tanımladığı o yoksul köylü figürü yazık ki 70 yıl sonra hala aynı noktada…

Deniz Zeyrek cenaze dolasıyla bizim coğrafyamıza, ya da öz yurduna gitmiş ve bunları somut olarak kaleme almış… BAŞI SAĞOLSUN! Aslında bu coğrafya yoksulluk üretecek ve yoksul kalacak bir yer değil yerüstü ve yer altı kaynakları, konumu, insan potansiyeli vb…

Gel gör ki yönetimler…

Neyse / Çok yazdık onları /

Son kertede yazarımızın sıcak sobanın önünde gözünü diktiği portre ve son şarkı fitili yakıyor… Tarihsel dönemeç-değişim / Mesajı içeriyor bence…/ ve Katılıyorum devamına şarkının!

“Suların sesini dinle şimdi, ormanın fısıldayışlarını

Yarılıyor dağların göğsü bir aşkı dinlendirmek için

Ve gözlerin uzak yamaçlarda aranıp dururken bir şeyleri

Sessiz ve sakin beklemekte, bekledikçe bileylenen yürek

Belli ki yakındır doğayı ve hayatı sarsacak saat”

Önceki ve Sonraki Yazılar