Abdullah Ağırkan

Abdullah Ağırkan

"SİZİ RAHATSIZ ETMEYE GELDİM"

Zulüm, takva elbisesine büründüğü vakit, tarihteki en büyük facia meydana gelir…

Ali Şeriati  

 

Bir toplulukta oturak kişi aniden ayağa kalkıp "Hep böyle konuşuyorsunuz, biraz da bizi rahatlatacak şeyler söyleseniz" diyor. Ali Şeriati'den "Ben sizi rahatlatmaya değil, rahatsız etmeye geldim." yanıtını alıyor…

Ali Şeriati bugün yaşasaydı ve ülkemizde olsaydı şayet bizleri rahatsız edecek onlarca şey söylerdi belki de…

Mesela bizlere şöyle seslenirdi…

Sadece devletin konuşma hakkına sahip olduğu bir memlekette hiçbir söze inanmayın…

Bir yerde yangın varken biri seni ibadet etmeye çağırıyorsa, bil ki bu bir hainin davetidir…

Tribünden gelen sesler süren savaşlardaki mazlumun sesini kısıyorsa futbol afyondur…

Peki, eğer insanlar bu ve buna benzer şeylere kulaklarını kapatmayı, hakikati görmeyi değil de güçlünün, adaletsiz düzenin kulluğuna tabi olmayı seçerse hakikat ne anlam ifade edecektir?

İşte hakikat terazisi bizleri her saat sınıyor…

Yoksul yığınların feryadına kulak tıkayanlar adaletsiz bu düzenden medet umanların tek gayesi servet biriktirmek, şan–şöhret sahibi olmak ve karşılığında ruhunu kapitalist şeytana sonsuza dek satmaktır…

Sosyal demokrasin evrensel değerleri ve üretim, bölüşüm ilkesi toplumsal dönüşüm tezleri artık kaçınılmaz olarak hayata geçmelidir. İnsanlık bu savaş çağından, din-mezhep maskesi adı altında toplumları ayrıştıran tezlerden kurtulmalıdır…

İnsanlığın kurtuluş reçetesi mutlaka adalettir.

Önceki ve Sonraki Yazılar