Abdullah Ağırkan

Abdullah Ağırkan

VEFA, SADECE BİR SEMT ADI MI?

Bülbülden vefa ummayın çünkü her dem başka bir gül üzerinde öter…
Sadi-i Şiraz 
Her dem başka bahçede öten bülbülün maharetine bakınız siz... 
İşte, o bülbüldür ki güle aşık, o aşktır ki her dem başka bir dala sarmaşık. Her dönem bir başka dala sarmaşık olan insanlar vardır bilirsiniz onları…
Politik Birikim, Ekonomik, Akademik, Çevresel ilişki veya Önemli yerel ya da genel araçlar anlamında…
Hiçbir niteliksel becerisi, katkısı olmayan olmayacak…
Her dönem siyasal arenada var olmaya çalışan kronik tiplerdir onlar. Gerçekten de katma değer üretecek olanlar değil, kendi kişisel hesabını bulunduğu yapı içinde bile dayatan kişiler hani tanıdık geldi mi? 
O karede, listede olmayınca başka güllere koşup metiye düzenlerdir onlar…
O karede olmazsa kavga çıkaran tipler…
Kaybettiren figürler vardır her mücadele arenasında…
Kaybedince, kaybettirince suçu başka yerde arayan hasta ruhlu tiplerdir hani bilirsiniz… Onları
Her siyasi parti içinde “bu tip kadın-erkek” tiplemeleri olur malum ve bu tipler her dönem bir başka güle öterler…
Her köşe başında oluşan süreçlerin parçası olan kişilerdir onlar. Bir lider gölgesinde var olan, o liderler etrafında “bir süre” dolanan ve her dönem bir talebi bulunan şahsiyetler…
Her dem varlığını sadece ve sadece kişisel teziyle yürüten bu bülbüller, her dem muhalefet cephesinde “kalmaya” mahkum olmaları sorun değil, gerçekten de partisine katma değer üretecek ekiplerin, yapıların sabotajcısı olmaları sorunun özeti…
Bunlar her ilçede vardır…
Doğrusunu söylemek gerekirse, Türkiye’de siyaset “% 80 vasat insanların toplam oluşumundan meydana geliyor desek abartı sayılmaz.” Bu köşeden ulaştığım on binlerce kişiye açık çağrım gözden geçirmeleridir ilçesinde, ilinde siyasal atmosferi…
İşin trajik kısmı bu vasat insanlar her dönem, her yerde, her listede var olma çabasında oluşları ve her oldukları süreçte derin bir çatlaklar ve kaos üretmeleridir…
Siyasal bilinçten yoksunluk
Güncel ekonomik denklem eksikliği
Salt kişisel kar – kazanç hırsı
Araçsal denge yoksunluğu
Ahlaki yoksunluk
Toplam olarak varlığın tüm hepsinden yoksun bu kadın-erkek toplulukları aslında çıkarcı yamyamlar olarak siyasi partilerde var olurlar…
Emek vermeden, alın teri dökmeden, bir yapının tekil olarak var ettiği bir sürecin temelinde sadece ekonomik getirim kurgulayanlar ve ballı börekli, kanatlı, lüks otel, sofra hayali kuranlar vardır bilirsiniz…
Türkiye siyaseti artık bu vasat insanlardan kurtulmalıdır…
Güncel değerler üreten ve bunun için çaba sarf eden liderlerin bu noktada değer yargıları önemli. Bu vasat insanların değer yargıları, ahlaki olguları yoktur…
İşte o sebeple vefaları da yoktur…
Her dönem bir başka gül üstüne şarkı söylerler.
Mesele bu bülbül kılığına bürünmüş kargaları bahçeye sokmamaktan geçiyor…
İşte o vakit zaferler…
Kaçınılmaz hala gelir…

Kabul edilmiş bir hata, kazanılmış bir zaferdir. 
C. L. Gascoigne
 

Önceki ve Sonraki Yazılar