Atilla Köprülüoğlu

Atilla Köprülüoğlu

DUYGULU MISRALARIN USTASI ŞAİR; ÖZDEMİR ASAF

Şiiri şöyle tarif 
eder o;
"Şiir ilkin bir ana sesleniştir.
Kelimelerle uzanıştır.
O anın içinde, o anla birlikte zamana katılır.
Ya kaybolur, ya kalır..."
"Yuvarlağın Köşeleri" isimli deyişler kitabında da bir başka şiir tanımı şöyledir;
"Kaptanlar limanlara, askerler siperlere sığınırlar gerekince. Aydınlar şiire...”

****
Onu da, 
"Dilimizin dönmediği hislerimizin tercümanı"...
"Zarif ve duygu dolu şiirlerin şairi" olarak tarif eder şiirseverler.
Özdemir Asaf'a göre 
"Her insanın bir öyküsü vardır, ama her insanın bir şiiri yoktur.."
"Sözcüklerle yüreklere dokunan adam" da derler Asaf'a...
”Baharda kışı, kışın da baharı özler insan.
 Ne uzaksa onu özler.
 Kavuşmak şart mı?
 Boşver!
 Bazı şeyler yokken güzel. ”dizelerinde olduğu ​​​​​​​gibi. 

****

20210128-114239.jpg​​​​​​​
Bazen sorar Özdemir Asaf;
"Gelmeyecek bir gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi?"
Ya da;
"Çokça yağmur yağsa, temizlen​​​​​​​ir mi şu kirli dünya?” 
Günümüze de çok uyan;​​​​​​​
"İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu?
Ama olmaz olsun!.."
Bütün kırılganlığıyla yazdığı;
 "Bunca vefasızlıktan sonra, bazılarının ederi kalmadı artık gönlümde; kaç'a deseler, hiç'e sayarım..."

****

​​​​​​​
Dedik ya dize ustasıdır...​​​​​​​
Örneğin;
"Bütün renkler hızla kirleniyordu.
Birinciliği beyaza verdiler... "​​​​​​​
Örneğin;
"Ne cenneti merak ediyorum, ne de cehennemi.
Çünkü ben annemi gülerken de gördüm, ağlarken de…"
Çokça sevdiğim;
"Kendi bahçesinde ağaç olmayan biri, girm​​​​​​​iş bahçeme ağaçlık taslıyor..."
Bir başkası;
“İnsanlar, insanların içinde, insana hasret yaşarlar..."
Şaire göre sevmek;
"Bazen dayanmaktır Sevmek;
Hayat nereden vurursa vursun ayakta durabilmek...
Bazen yaşamaktır Sevmek."

2021-01-28-12-29-55.jpg​​​​​​​

****
"Atatürk" şiiri de yazmıştır...​​​​​​​
"Seni okudum
Anlatılanları dinledim
Bir yönden gelmiştin
Oyunlarımızın içinden geçtin
Bir yöne doğru
Derslerimizin içinden
Biz anladıkça yürüdün
Az gözüktü yaşadığın yıllar az
Koca bir Türkiye için”.

****

Hürriyet gazetesinin eki 8. Gün’de (8 Şubat 1981) çıkan bir yazıda, “1950’lerde moda olan edebiyat matinelerinin renkli kişilerinden biri” olan Asaf’ın “yaşayarak okuduğu şiirleri ve kendine özgü telaffuzuyla okuyuşu”nun şiiri ve kendisini sevdirdiği anlatılır. 
Edebiyat Eleştirmeni Memet Fuat da “Aydınlar Sözlüğü”nde, “sağlığında edebiyat matinelerinin yıldızıydı” dediği Özdemir Asaf için, şunları yazar:
“Binlerce gencin toplandığı salon​​​​​​​larda cana yakın kişiliği, şirin selamlarıyla herkesi kendine bağlardı ama yapıtları bugünkü gibi satmazdı o günlerde. Kendi küçük basımevinde, pedallı makinelerde özenle bastırdığı kitaplarının satışı, öbür şairlerin kitaplarından fazla değildi.”
Salonlarda edebiyat üzerine binlerce gencin katıldığı coşkulu gündüz söyleşileri düzenlendiğine tanık olduğumuz yazıda, Özdemir Asaf’ın bu matinelerde şiir okuyuşu şöyle betimleniyor:
“Kendine özgü peltek konuşmasıyla şiirlerini söyler, alkışa boğulur, iki elini birden kafasının iki yanına götürerek çift yanlı asker selâmını ​​​​​​​verir, koca bıyıklarıyla gülümser, gösterisini genel istek üzerine ‘Lavinia’ adlı şiiriyle noktalardı.”
Memet Fuat, gördüğü ilgiye karşın, Asaf’ın “yazın çevrelerinde değeri anlaşılmamış bir şair olduğunu, ama okurlar açısından değerinin anlaşıldığını kaydediyor. "Edebiyatın Cumhurbaşkanı" Doğan Hızlan da aynı konuda, “Şiir işçiliğini hep sakladı, kolay bir iş yaparmış gibi davrandı. Tekdüze mutlulukların, uydurma tedirginliklerin şairi olmadı” der. 
8. Gün dergisindeki yazıda da Özdemir Asaf’a göre şiirin her şey, “yaşamın ta kendisi” olduğu belirtiliyor: “Anlatılmış ve anlatılacak her şey şiirde olmalıydı. Onun için şiir, dünyaya karşı hem bir savunma hem de bir meydan okuyuştu.”

20210128-123103.jpg​​​​​​​

****

Özelliğidir "R"leri söyleyememesi...
İşte anekdotu...
Bir gün de matbaadan çıkıp Karaköy’e gitmek için bindiği taksinin şoförü sorar:
“Neğeye biğadeğ?” 
Meğer şoför de Özdemir Asaf gibi R’leri okuyamazmış, Asaf utancından “Kağaköy” diyemez, “Eminönü” der. İner. Oradan Karaköy’e kadar yürür."

****
40 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı Özdemir Asaf.
Anısına, şiirimize kattığı renklere saygıyla.
Yazıyı, onun kadar ünlü 
"Lavinia" şiiriyle bitirelim;

"Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
(1957)

​​​​​​​

Önceki ve Sonraki Yazılar