Atilla Köprülüoğlu

Atilla Köprülüoğlu

MERHABA ENVER GÖKÇE MERHABA.

Onun şiirleri büyük bir cesaretle yazılmıştır.

Yüksek sesle okunmuş şiirlerdir.

Eleştirmenlere göre;

"Devrimci Şair"

Enver Gökçe'nin Dünya'ya bakışını, ne yapmak istediğini, nasıl bir dünyayı özlediğini “apaçık” duyuran”, içinde “bildirisini” taşıyan şiirlerdir bunlar.

Net olan şudur;

"Enver Gökçe şiirlerini daha çok toplumsal mücadele içinde sokaklara yazmıştır."

 

****

Ahmet Kutsi Tecer’in, şiirini “kötü” olarak nitelendirip, düzyazıya yönelmesini “tavsiye” ettiği Enver Gökçe’nin, “ben daha kötüsünü yazarım” diyerek şiir yazmada direndiği söylenir.

Nüfusun köylerde yoğunlaştığı, hayatın sıklıkla kırlarda nefes alıp verdiği bir dönemde, dikkatlerin köylerde yokluk ve yoksulluğun pençesindeki halkın üzerine çekildiği, onlara dair bir söylemin yakalandığı görülür.

İlk şiirinin de “Köylülerime” adını taşıdığı çeşitli kaynaklarda yer almaktadır;

 

"Anamız birdir, aynı memeden emmişiz dostlar.

Kan kardeşiz, sizlere kanım kaynıyor.

Sizlerle beraber herk ettik toprağı,

Beraber yattık hapiste, beraber teskere aldık

Ve maniler yaktık hasret için;

Gülemediysek de boş verdik beraber…

Halay mı çekmedik kol kola,

Horon mu tepmedik diz dize,

Çepken mi vermedik rüzgâra?

Koyun koyuna yattık toprak duvarlarda

Sıtmayla, sığırla, davarlarla…

Daha da yatarız dostlarım daha da…

Gün gelirse eğer

Halay çeker, türkü söyler gibi yan yana

Mavzer mavzere verip de

Düşmana kurşun da atarız.

Sizlere kanım kaynıyor, yabancı değilsiniz bana…"

(Rahmi Emeç-yeni e dergisi)

 

****

Enver Gökçe’nin de,

Hasan İzzettin Dinamo, İlhami Bekir, Ercüment Behzat Lav, Ömer Faruk Toprak gibi şairlerle içinde yer aldığı Toplumcu 40 Kuşağı, okurun şiirden beklentisine bir ortaklık kazandırmıştır. 

O şiirin, okurun günlük yaşamındaki yaralarına dokunur, yer yer onu kanatır ve kontrol altına alır olması için, bu şiirin söz sanatlarına mesafeli, daha açık bir söylemi kuşanmasına yol açmıştır.

Ali Ekber Ataş’ın derlediği kitapta Enver Gökçe’nin şiiri şöyle anlatılmış: “Yüksek ruhludur. Memleket kokusunu, özgürlük hissini duyumsatması bu çoğalan özelliğiyle sağlar.”

 

****

1951 TKP Tevkifatı onu da vurmuştur.

7 yıl hapse mahkum olmuştur.

Günleri ufak bir pencereden ışık alan daracık bir hücrede geçmiştir;

Böyle hücrede yatan arkadaşlarından çıldıranlar olmuştur;

 Peki o nasıl dayanabilmiştir?

İşte yanıtı;

“Hücremde bir örümcek vardı. Ona arkadaş oldum. Onun ördüğü ağı beraber işlerdik. Ağır ağır, sanki birine kızmış gibi kafasını bir ileri bir geri sallayarak ve sabırla geometrik şekilleri yapabilmesi, bir gelinlik kızın dantel işlemesi gibi, özenle sarfettiği o kutsal işçiliği, ağ üzerinde haşmetli gezişi, benim kendimi dinlememi önledi ve benim hayatta kalmamı sağladı. O benim emeğine saygı duyduğum, yaşamımı borçlu olduğum, biricik Arkadaşım Örümcekti” 

Sonra Sungurlu'da sürgün edilmiştir.

İlk şiirinin okurla buluşmasından otuz koca yıl sonra şiirlerini kitaplaşmış olarak görebilmiştir.

 

****

Ali Ekber Ataş'ın derlediği "Doğumunun 100.Yılında Enver Gökçe 'ye Armağan" kitabının tanıtımındandır alıntı;

"Erzincan’ın Çit Köyü’nde doğdu. O zamanlar,  oralarda dutluktu geçim. Çocukluğuna yaşadı, çocukluğunu göremedi; bir gözünden oldu. Türkülerle büyüdü, türküleri büyüttü.

Ankara Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi’ne girdi. Pertev Naili Boratav’ın öğrencisiydi, Eğin Türküleri bitirme tezi. Şair oldu, komünist oldu. Belki de komünist oldu, şair oldu. Ahmet Kutsi Tecer kötüledi şiirini; o, daha “kötüsünü” de yazdı. Başkaları da beğenmedi. Sansaryan Han’a koydular, çok çektirdiler; kalemiyle ifade vermek yerine taşlara yazdı şiirlerini. Arkadaşı İlhan Başgöz ezberledi duvarlardaki umudu; azat etti, buzat etti. Mehmed Kemal ile Mehmet Seyda ile hapis yattı. Çoktu arkadaşı, yoldaşı. Azdı işi, aç gezdi; boyun eğmedi.

Aziz Nesin “şiirlerini basayım” dedi, o ise “hayır” dedi: “Ben yerine Neruda’yı bas, işte çevirdiklerim.”  İlk oydu çeviren Latin Amerika’dan çığlığı. Çok düşündü şiir üzerine, kendi şiirini yarattı. Ama “şairliğini kanıtlamasına izin vermediler.” Hastalandı, ağır. Az yaşadı, çok öldü.

O zamandan beri ölümün adı kalleş."

 

****

Bugün günlerden Enver Gökçe...

"Toplumsal düzenin yozluklarını, acılı insanlarını anlatan şair" Enver Gökçe’yi ölümünün 42. yılında saygıyla anıyorum,

çok sevdiğim dörtlüğüyle;

 

"Bugün görüş günümüz

Dost kardeş bir arada

Telden tele

Mendil salla el salla

Merhaba !"

MERHABA ENVER GÖKÇE MERHABA...

facebook-1700402732216-7132005981346814609.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar