Dr. Aybars Akoğlu

Dr. Aybars Akoğlu

ALTILI

Bu haftaki yazımın başlığını okuyup da aklına ilk altılı ganyan getirenlere imrenmek gerekir belki de. Ülkenin hali ne olursa olsun günlük hayatlarından keyif alabilen, fırsat buldukça eğlenebilen, geleceği değil anı yaşayabilen insanlara şapka çıkartmalı. Zaten televizyona çıkan, sosyal medyada yazan, terapisine gittiğimiz danışmanların hepsi de ‘Anı Yaşa’ demiyorlar mı? Bugünkü yazım ‘Altılı’ deyince aklına ‘Altılı Ganyan’ değil de ‘Altılı masa’ gelen ülkenin geleceği için endişe duyan, giderek karamsarlaşan ve umudunu yitirmeye yüz tutan benim gibiler için.

Daha birkaç ay önce ülkeyi yirmi yıldır yöneten iktidarın icraatlarını beğenmeyenler, 2023 seçimlerinde iktidarın değişeceğinden emindiler. Hatta iktidar mensupları bile artık bu yenilgiyi ön görebiliyor ve söylemlerini değiştirmeye başlıyorlardı. Denklem basitti. Yirmi yıldır iktidarın sosyal, ekonomik politikalarından memnunsanız iktidarın adayına oy vermeye devam edecektiniz değilseniz değişim için, yenilik için, farklı politikalar için oy verecektiniz. Her iki taraf için de yüzde 50 artı bir oy kazanmak için yetecekti. Soru basit: Bu iktidardan memnun musun değil misin?

İktidar partisinden sonra ülkede en çok oy alan muhalefet partisi başkanı altılı masa diye bir oluşumu icat etti. Kimine göre muhalefetteki herkesin kucaklaşmasaydı bu masa. Ama bu masaya ana muhalefetin kendi hariç davet edilenlerin oy oranları, davet edilmeyenlerden azdı. Yani tüm muhalefeti kapsamayan bir oluşumdu. İçinde yüzde yarımı bulmayan, hala genel başkanın adını toplumda yüzde on kişinin bile bilmediği lider de vardı, icraatlarından memnun olmadığımız iktidarın genel başkanlığı ve başbakanlığını da yapmış, konuşursam yer yerinden oynar deyip de konuşmayan lider de vardı. Yine iktidar partisinin kuruluşundan itibaren üst kadrolarında yer alıp bakanlık yapmış bir lider de vardı. Bunların oylarını üst üste koysan yüzde 3-4 yapmıyor. Yine bana göre mevcut iktidardan sosyal söylem olarak çok da ayrı olmayan diğer parti de altılı masa denen oluşumun ‘temel’ ayaklarından oldu.

Soruyu basite indirgemek gerekirdi. Bu iktidardan memnunsan oy vermeye devam et, değilsen yeni birine, değişime, yeni bir geleceğe oy ver. İlk turda bir referandum havası oluştur. İktidara devam ya da tamam.

Maalesef son üç dört ayda altılı masa, iktidarın onu yıpratamayacağı kadar kendi kendini yıprattı. Koca muhalefetten çıkabilecek her alternatif aday, önce kendi parti ve masadaşları tarafından veto edildi. Olabilecek tüm potansiyel adaylar önce kendi cenahlarında eleştirildi, itibarsızlaştırmaya gayret edildi. İktidar bunu yapmaya kalksa muhtemelen muhalefet karşısında birleşirdi. Ama iktidara fırsat vermeden muhalefet neden Kılıçdaroğlu olmamalı, neden Mansur Yavaş olamaz, neden İmamoğlu asla tercih edilmemeli cevaplarını halka çok iyi anlattı.

Öyle bir noktaya geldi ki hafta içinde yüzde iki oy oranına bile sahip gözükmeyen Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, altılı masa kendisine aday olma teklifi sunarsa kabul edeceğini ve elinden geleni yapacağını ifade etti. Artık insaf diyorum. Yüzde iki oy oranına sahip partinin genel başkanı ülkeyi yönetmeyi kendine hak görüyor ve bu masa ona bu gerçekle bağdaşmayan özgüveni verebiliyorsa bu masa kendini artık sorgulamalı.

Bu masadan çıkacak tek adayın, toplumun tümünün içine sinebilmesi mümkün değildir. O yüzden ilk turda potansiyel adayların hepsi seçmenin takdirine sunulmalıdır. Bugüne kadar hiç ulaşılamayan ikinci tura ulaşılırsa orada iktidara devam tamam seçimi yapılmalıdır. Yoksa bu masanın çıkaracağı aday kim olursa olsun büyük bir çoğunluk için Ekmeleddin başarısızlığından farklı bir şey olmayacaktır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar