Dr. Aybars Akoğlu

Dr. Aybars Akoğlu

PİLOT TAKIMDAN LİDERLİĞE

Dün akşam süper ligin açılış karşılaşmasında, iki renktaş ekip karşı karşıya geldi. Maçın sonunda armasında İzmir yazan siyah beyazlılar, İzmir’e lider gelen İstanbullu rakibini geriye düştüğü maçta 2-1 yenerek ligin yeni lideri olmayı başardı. 

Çok zaman önce değildi. Altay tarihinde ilk defa 3.Lige düşmüştü. Camianın neredeyse tüm kaynakları kurumuştu. Elde kalan tek şey armaya olan aşk ve o armanın yaşaması için gece gündüz, uzak yakın demeden kendinden vermeye hazır gönüllülerdi. Gazetelerde Beşiktaş’ın pilot takımı aradığına dair haberler dolaşıyordu.

TBMM eski başkan vekili, Beşiktaş camiasının çok sevilen isimlerinden ve birçok Beşiktaş genel kurulunda seçim divan başkanlığı yapan, halamın eşi, Uluç Gürkan bir aile düğünü için misafirimizdi. Beş yaşından beridir, olağan olduğu üzere, aramızdaki en temel konu yine futbol ve Altay’dı. Eniştem diye söylemiyorum dünyanın en nazik, en sevecen insanlarından olan Uluç eniştem çok iyi bir Beşiktaşlı olmasıyla birlikte beni her zaman çok mutlu edecek şekilde Altay’a sempati besler, hatta gazetecilik yıllarında Altay’ı nasıl haftanın takımı yaptırdığını çok tatlı bir dille anlatırdı. 

Swiss otelin altındaki kafelerden birinde oturuyorduk. Lig henüz başlamamış, ben o dönem gönüllü yönetici kimliğimle Altay için ne yapabiliriz gayreti içerisindeydim. Beşiktaş camiasının başkanından bir ileti hayatımda en değer verdiğim insanlardan biri aracılığıyla geliyordu. Altay’ı Beşiktaş’ın pilot takımı yapalım. Karşımda asla kıramayacağım biri vardı ve yutkunarak konuşmak zorundaydım. Üç aşağı beş yukarı söylediğim şuydu. Taraftarlık, bir kulübe aidiyet duygusu karne ile dağıtılmıyordu. Dileyen herkes her takımı tutabilirdi. Benim ailemde babam dahil çok sayıda iyi Beşiktaşlı vardı ama ben kendimi bildiğim andan itibaren sadece Altay’ı sevmiştim. Yani istersem Beşiktaşlı da olabilirdim ama benim tercihim buydu. Neden bedavadan taraftarı olabileceğim bir takımın pilot takımının taraftarı olayımdı ki? Tam anlatamamıştım kendimi. Yönetim kuruluna bu teklifin iletilmesi söyleniyordu. Şu soruyu sorma ihtiyacı duydum. Siz yıllardır Avrupa Kupalarında başarı gösteremiyorsunuz, tarihinizde hiç Avrupa başarınız yok. Real Madrid Doğu Avrupa’dan bir takımı pilot takımı yapmak istese Beşiktaş olarak kabul eder misiniz? Yine kendimi tam anlatamamıştım sanırım. Son söylediğim şu olmuştu: ‘Biz Altay’ı üç büyükler denen takımların rakibi olarak bildik, gördük ve sevdik. Bugün bu rekabette geri düşmüş olabiliriz. Bize düşen takımımıza sahip çıkıp o bayrağı yeniden sizlere rakip haline getirmek. Biz başaramazsak çocuklarımıza bu inancı ve aşkı devredip bir gün biz göremesek bile onların bu rekabete devam etmesini sağlamak.’

Allah’ın sevdiği kullarındanmışız ki biz bu rekabette rakip olabildiğimizi kendi gözlerimizle görebildik. Bu sürede yitirdiğimiz, bu günlerin özlemi ile yanıp tutuşan büyüklerimiz, dostlarımız, kardeşlerimizin anılarını yaşattıkça onlarında bu zamana ortak olduklarını hissedebildik. Onların yakınlarını her maçta haykırırken görüyoruz: ’Başardık baba, başardık ağabey, kardeşim…’

Evet, başardık dostlar. Tekrar süper denen ligde bir gün bile sürecek olsa zirvedeyiz. Çorumda bayrak direğinden sökülerek yere atılan armaya, sadakatle başlayan kavga şimdi Türkiye zirvesinde. Türkiye’nin ücra noktalarında söylediğimizde ıslıklanan İzmir Marşını şimdi tüm Türkiye’nin huzurunda her maçımızın 35.dakikasında haykırıyoruz. Bize pilot takım ol çağrısı yapan kulübü ilk karşılaştığımız maçta yenecek kadar küllerinden doğacak kadar inançlıyız. Biz Büyük Altay’ız, hep öyle kalacağız…

Önceki ve Sonraki Yazılar