BELDEN AŞAĞI VURMAK

“İş hayatında, insan ilişkilerinde, siyasette, kuraldışı saldırmak’...

Yani kısaca “belden aşağı vurmak”...

Özellikle son zamanların yaygın iletişim taktiği bu.

Sosyal medyanın önünü açtığı linç kültürünün olmazsa olmazı.

Üstelik mevzu bahis bir kadınsa, belden aşağı vurmak neredeyse mübah...

Gülşen’in kıyafeti, Sezen Aksu’nun sözleri, Sedef Kabaş’ın tutuklanması derken meselelerin özü bir kez daha geri planda kaldı.

Derdim, tepki göstermekle saldırmak arasındaki farkı idrak edemeyenlerin, kadın olma hali üzerinden yaptığı ‘iğrenç’ yorumlar...

Hani eskiler ‘her şeyin bir adabı var’ derdi... Artık yok!

Ağzı olan yalnızca fikrini beyan etmiyor. Adeta kin ve nefret kusuyor.

Net olarak belirtelim...

Tartışma kapasitesi olmayan insanların taktiğidir belden aşağı vurmak.

Bu tip insanların sözcük dağarcığı ve bilgisi belirli bir konuda kendilerini savunmaya, ifade etmeye yetmez.

Tartışmalarda bağırmanın kendilerini haklı çıkardığına, hakaret etmenin karşıdaki kişiyi aşağılama yöntemi olduğuna inanırlar.

En belirgin taktikleri vur-kaçtır. Korkaktırlar nihayetinde... Kadını namusu üzerinden vurmak kendilerince en büyük silahlarıdır.

İç dünyalarının kokuşmuşluğu ve sapkınlığı belden aşağı vurma kabiliyetleriyle doğru orantılıdır.

Kızılmaz bile bu tip insanlara, bana göre yalnızca acınır...

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar