BİR KEZ OLSUN FARKLI AÇIDAN BAKIN

Bu ülkede yıllarca beden işçiliği yapmak zorunda kalan kadınların haberleri yapıldı.

Yaşı 35’ten büyük olanlar rahatlıkla hatırlar…

Özellikle 90’lı yıllarda kadınlara zorla fuhuş yaptırılan adresler basılırdı. Görüntüler kayıt altına alınır, akşam haberlerinde evlere taşınırdı…

O görüntülerde çoğunlukla olay yerinde yakalanan kadınlara yer verilir, kadınlar yüzlerini kapatarak ekip otolarına alınırdı…

Medya, suçluyu net biçimde işaret ederdi.

KADIN!

‘Fuhuş yapan kadın’…

‘Ahlaksız kadın’…

‘Kötü yola düşen kadın’…

‘Genelev kadını’…

Sanki kadın adeta toplum tarafından lanetlenen o eylemi tek başına yapıyormuş gibi!

Daha önce de ifade ettim. Toplum olarak soyut düşünme kabiliyetimiz neredeyse 5 yaşında çocukla aynı düzeyde.

Medya bize neyi nasıl gösteriyorsa, ona o şekilde inanıyoruz.

Farklı bir ifadeyle ekranlar bize ne o kadınları yaşadıkları koşullara mahkum edenleri, ne de fuhuş eyleminin diğer faillerini göstermediği için KADINI günah keçisi seçiyoruz.

Şimdi artık 90’lı yıllarda olduğu gibi fuhuş baskınları yapılmıyor ancak kadın hala saçma kalıp yargılar üzerinden salt suçlu olarak işaret ediliyor.

Şüphesiz en çok da ‘anneliği’ üzerinden vuruluyor!

Nisa bebeğin başına gelenleri mutlaka gördünüz.

Önce Büşra Hemşirenin o müthiş sevgisi ve şefkatiyle sarıp sarmalanışı kazındı aklımıza.

Sonra annesinin kucağında ölüme gidişi…

Görüntüler hem sosyal medyada hem de televizyon ekranlarında defalarca izlendi.

Kalbimiz kanadı, tüm Türkiye ağladı…

Sonra hemen ‘annelik’ üzerinden kıyaslamalar başladı.

Büşra Hemşire anneliği üzerinden yüceltildi, Nisa Bebeğin annesi ise lanetlendi.

Öyle anne olunmaz, böyle anne olunur sesleri her tür mecradan yükseldi.

Adalet sistemi bile cezayı yalnızca anneye kesti!

Şimdi o anne ceza alacak, toplumsal vicdan temize çıkacak.

PEKİ AMA İNSAN DÜŞÜNMEDEN EDEMİYOR…

Acaba Nisa Bebeğin annesi şiddet gördüğü ilk eşiyle ailesinin zoruyla mı evlendirildi?

Şiddetten kaçıp sığındığı ÖZ ailesi ona neden sahip çıkmadı?

Ailesi onu yeniden kiminle evlendirmek istedi?

Öz ailesinin evinde de şiddete maruz kaldı mı?

VE BELKİDE SORULARIN EN ÖNEMLİSİ…

Bu kadın Nisa Bebeği tek başına yapmadığına göre ANNE VE BEBEĞE SAHİP ÇIKMAYAN BABANIN hiç mi suçu yok!

Burada amacım Nisa Bebeğin annesini aklamak ya da masum göstermek değil! Küçücük bir bebek göz göre göre annesi tarafından terkedildi ve öldürüldü…

Ama amacım zihinlerimizde şu sorusunun yankılanmasını sağlamak…

NİSA BEBEĞİN ÖLÜMÜNE GİDEN YOLDA TAŞLARI YALNIZCA ANNESİ Mİ DÖŞEDİ?

Farklı bir ifadeyle o anneye şiddet uygulayan eski eşin,

O anneye sahip çıkmayan öz ailesinin,

O anne ve bebeğini ortada bırakan erkeğin,

O anne ve bebeğinin güvenle sığınabileceği alanlar yaratamayan devletin hiç mi suçu yok!

Özetle bu tür hikayelerde herkes hem sebep, hem de sonuç…

Dolayısıyla hiç kimse tek başına sebep değil!

O yüzden demem o ki…

Eğer bir an önce olayların somut/görünen tarafını bir kenara bırakıp, soyut/görünmeyen tarafına odaklanmazsak ne yazık ki daha çok Nisa Bebekler göreceğiz…

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar