EKONOMİK BÜYÜMEYİ NASIL ANLAMALI

Dün Türkiye İstatistik Kurumu 2021 yılı ilk çeyrek, Ocak-Mart 2021 ekonomik büyüme rakamlarını açıkladı. TUİK verilerine göre Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde beklentinin de üzerinde, yüzde 7 oranında büyüdü.  Bu büyüme 2020 son çeyreğine göre ise yüzde 1,7 artış. 

Geçen yılın ilk üç ayında 1 trilyon 074 milyar lira olan GSMH, 2021 yılı ilk üç ayında e 1 trilyon 386 milyar liraya yükselmiş durumda. Enflasyondan arındırılmış gelirimiz yüzde 7,01 artmış. 

Sektörel olarak bakıldığında, Sanayide yüzde 11,7; tarımda yüzde 7,5; hizmet sektöründe yüzde 5,9; sosyal hizmetlerde yüzde 3,7;  inşaat sektöründe yüzde 2,8 artış kaydedilmiş. Tüm sektörlerde büyüme gerçekleşmiş.    

Aşağıdaki tablo 2011-2021 dönemi çeyrek dönemler itibariyle büyümeyi gösteriyor. 

img-20210601-205649.jpg

Salgın şartlarında büyüme rakamları sevindirici. Çin’den sonra en hızlı büyüyen ülke durumundayız. Özellikle sanayide ve tarım sektöründe büyüme rakamları iyi durumda. 
Ekonomi büyüme iyi de, milli gelir artmış mı? İşte orası karışık. Çünkü kişi başı milli gelir dolar olarak ölçülüyor.  2020 yılında kişi başına GSYH cari fiyatlarla 60 bin 537 TL, ABD doları cinsinden 8 bin 599 dolar olarak hesaplandı. Bir önceki yıl 9 bin 127 dolardı. Kişi başı gelir ise 528 dolar azaldı, nedeni de Türk Lirasının değer kaybı. Milli gelir açısından en yüksek rakam 2013 yılında, 12 bin 582 dolardı.

Sevgili okurlar;

Dün açıklanan bu büyüme rakamları ister istemez bazı soruları da akla getiriyor. Çünkü, ekonomik büyüme rakamlarının diğer istatistiklere de yansıması beklenir. Bu noktada en önemli gösterge elektrik tüketimi ve işgücüne katılım, ya da istihdam rakamlarıdır. Öyle ya, şayet ekonomide büyüme varsa elektrik tüketiminin de artması gerekiyor, şayet kaçak kullanım yoksa.  Ayrıca, işsizliğinde azalması gerekiyor. 
Elektrik tüketim rakamlarına benzer bir artış görünmüyor. 2021 Mart ayında elektrik tüketimi, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11,2 artmış.  24 milyar 819 milyon kilovatsaatten, 27 milyar 602 milyon kilovatsaate çıkmış.  Ancak,  elektrik tüketimi, bu yılın Ocak ve Şubat aylarında bir önceki yılın aynı ayına göre düşmüş durumda, Ocak ayında yüzde 0,1 Şubat ayında ise yüzde 3,4 azalmış.  Toplamda, 2021 Ocak-Mart döneminde toplam tüketim, 78 milyar 738 milyon kilovatsaat olarak kayıtlara geçmiş. Geçen yılın aynı dönemine göre, yani 2020 Ocak-Mart dönemine göre tüketim artışı artışı yüzde 2,5 olmuş. 
Genel kabul gören görüşe göre gelişmekte olan bir ülkede, yani Türkiye’ye benzer durumda, elektrik tüketiminin büyümeye katkısı 1’e 1,5 oranıdır, diğer bir ifadeyle şayet sanayide yüzde 11,5’luk bir büyüme varsa elektrik tüketiminin en az yüzde 7-7,5 artması gerekir ya da en azından aynı oranda artması gerekir. Ne diyelim, takdir sizin.  
2018 yılının ilk çeyreğinde çalışan sayısı 28.139 bin kişi iken 2021 ilk çeyreğinde çalışan sayısı -748 bin kişi azalarak 27.391 bin kişiye düşüyor. İşten çıkarmaların yasak olduğu bir dönemde daha az çalışarak daha fazla gelir elde etmiş oluyoruz. Demek ki, şimdilerde evde veya kısa çalışma döneminde daha verimli çalışıyoruz! 
Bu istatistiklerde yaşanan çelişkinin nedeni nedir derseniz, sevgili okurlar, enflasyon rakamlarının doğru olmamasıdır derim. Sokakta yaşanan ve vatandaşın hissettiği enflasyon doğru alınsa, büyüme rakamlarında gerçekler ortaya çıkar. Belki de gerçekte büyüme değil küçülme olduğunu o zaman anlar, orta vadeli veya yıllık ekonomik programları da doğru zemine oturturuz, kendimizi de devleti de kandırmayız.  

Önceki ve Sonraki Yazılar