ENFLASYON PSİKOLOJİSİ

Kurban bayramı vesilesiyle memlekete gitme imkanımız oldu. Bu vesileyle özellikle Burdur İli Bucak ilçemizde ihracatçı, hazır beton tesisi, konut müteahhitliği ve ticaretle uğraşan dostlarımızı ziyaret ettik. Ayrıca,  farklı illerde yaşayan emekli memur ve sade vatandaşından kendi halinde küçük esnaflık yapan arkadaşlarla sohbet etme fırsatları bulduk. Sohbetlerde ana gündem maddeleri yüksek enflasyon ve seçimlerde kimlerin aday olacağında yoğunlaşıyor.

Bu yıl daha önceki yıllardan farklı olarak dikkatimi celbeden bir konu var, yüksek enflasyon oranlarının insanların psikolojilerini alt üst etmesi, daha doğru bir tabirle enflasyon algısının değişmesi. Öyle ki, ister üretime konu hammadde isterse günlük hayatı doğrudan etkileyen gıda ve diğer ihtiyaç maddeleri olsun, fiyatları takip etmek, mukayese yapabilmek, neyin ucuz neyin pahalı olduğunu anlayabilmek mümkün değil. Konut inşaatı yapan müteahhit arkadaşım “ne diyeceğimi bilemiyorum, dengeler alt üst olmuş durumda, eskiden iş yaparken işcimiz, ustamız, malzeme aldığımız tedarikçimiz ve bizler belli ölçülerde mutluyduk, huzurluyduk, para kazanıp kazanmadığımızı anlayabilyorduk, şimdi ise inanın ben işin bitiminde ne olacağını bilmiyorum, çünkü artık fiyatların kontrol eşiği aşılmış durumda, malzeme fiyatlarının ne olduğu ne olacağı belli değil,  önceden anlaştığım hatta avansını dahi verdiğim tedarikçi malzemenin teslim zamanı gelmeye yakın “kusura bakma, malzemeyi teslim edemeyeceğim, çünkü yerine mal koyamıyorum” diyor. İşcimiz hayatından memnun değil, Temmuz ayındaki asgari ücret artışından iki ay önce ücretlerde artış yaptım, ama şimdi tekrar yapacağım demekte. Konutları Mayıs ayında bitirirince takriben şu fiyatlardan satarım diyordum, şimdi ne zaman biter kaça satarım, kar mı ediyorum, yoksa zarar mı, bilemiyorum, çünkü evlerin maliyet hesaplarını artık yapamaz durumdayız. Sohbet ettiğim herkesin ortak kabulü, küçük ilçemizde bile konut fiyatlarının ne olduğunun ne olacağının mukayesesi kaybolmuş durumda, kiralar ayrı bir sıkıntı.   

Bunun yanında toplumun tamamı başta gıda fiyatları olmak üzere yüksek enflasyondan ciddi anlamda rahatsız. TUİK’in tüketici enflasyon rakamlarına hiç kimse inanmıyor. İlçemizde sanayi ve ihracat iyi durumda olduğu için işsizlik yok, işsiz var.

Bu arada, geçmiş dönemlerde ABD Dolarının artmasını ve yüksek enflasyonu dış güçlere, ABD’ye, AB ile ilişkilere bağlayanlar vardı, şimdi ise memlekete gittiğimde gördüm ki, her koşulda hükümeti destekleyen katı Erdoğan taraftartarlarında bile artık bu türden söz ve lafların alıcısı olmadığı gibi dövizin artmasının ve yüksek enflasyonun nedenlerini küçük esnafta, sade vatandaşta, sanayici ve ihracatçı da çözmüş durumda; faiz sebep enflasyon sonuç söylemiyle başlayan yanlış ekonomik kararlar, tercihler, atamalarda liyakatin kalmaması.

Sevgili okurlar;

İşte böylesi durumlarda, artık gerçeklerle yüzleşme ve doğruları  anlatma yetersiz kalmakta, ne yapılması gerektiğini anlatsanız bile milletin dinleyecek hali kalmamış. Öyle ki, her ay toplanan altılı masanın toplantı sonrası yaptıkları genel geçer süslü cümleler toplumu ikna etmeye yetmiyor, “kardeşim, biz sizden adayınızı değil, ne yapacağınızı, ekonomiyi nasıl düzelteceğinizi kamuoyu önünde  anlatmanızı bekliyoruz”  demekte. Haksız da sayılmazlar, siyaset çözüm mercii ise ülkenin en büyük sorununu nasıl çözeceğinizi anlatmak ve toplumda ortak geleceği inşa etme heyecanı oluşturmanız gerekiyor. Sabah akşam sistemi değil çözümü konuşmak gerekiyor.   

 

Önceki ve Sonraki Yazılar