ENFLASYONDA BAZ ETKİSİ İŞE YARAR MI?

Son günlerde yetkililer tarafından enflasyonun yılbaşından itibaren düşmeye başlayacağı yönünde açıklamalar gelmeye başladı. Birkaç hafta önce HMB Nebati“ Enflasyon aralık ayından itibaren baz etkisiyle de olsa düşmeye başlayacak ve hedefimiz olan tek rakamlı enflasyon oranını yakalayacağız” demişti. Bu hafta kabine toplantısı sonrasında Sn. Cumhurbaşkanı ’da benzer açıklamayı yaptı. Öyle görünüyor ki, önümüzdeki dönemde bu türden açıklamalar sıkça duyulacak.

Geçen haftaki yazıda bu durumu rakamlarla belirtmiştik. Çünkü, bu yılın ocak ayında enflasyon oranı açıklanırken geçen yılın yani 2021 yılı aralık ayındaki yüzde 13,5’lik oran hesaplama dışı kalacağından ve dahi Ocak 2022 yılı oranı olan yüzde 11,10’da Şubat 2023’te devre dışı olacağından toplamda yüzde 26’lık bir baz etkisi görülecek. Sonuçta Ekim ayı itibariyle yüzde 85 olarak açıklanan TÜFE oranları muhtemelen yüzde 65-70 bandına inecek görünüyor. 

Evet, olağan dışı büyük bir gelişme yaşanmazsa bu tablo yaşanacak. Bununla birlikte başta asgari ücrete olmak üzere diğer sabit gelirli vatandaşlara yılbaşında yapılacak ücret ve maaş artıları da beraberinde bir başka söylemi daha gündeme taşıyacak, o da satın alma gücünün arttığı şeklinde. Tüm bunların siyasetçi için elbette bir anlamı var ama sokaktaki vatandaşa yansıması ne olur, algı yönetimi işe yarar mı derseniz, doğal olarak yarayacaktır derim, çünkü bu söylemlerin alıcısı toplumda var. 

Peki, gerçekler ne durumda?

Öncelikle enflasyondan ne anladığımız önemli, enflasyon fiyatlar genel düzeyindeki artış hızını gösteren bir oran, yani örneğin, Ocak 2023’te aylık enflasyon yüzde 3, yıllık enflasyon oranı da yüzde 70 olsun, bugün marketlerde 17 liraya satılan bir litre sütün fiyatı 2023 sonunda 10 liraya düşecek mi, hayır, sütün fiyatı 2023 yılı sonunda belki de 27-29 liraya yükselecek. Kısacası yıllık enflasyon oranının düşmesi benzer şekilde fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Peki olan biten nedir, derseniz, 2023 yılında her şeyin normal şartlarda ve ekonominin genel dengelerine uygun şekilde devam etmesi halinde. 2022’ye göre 2023 yılında fiyatlarda daha az artış olacak demek. 

Peki, bu mümkün mü?  Rakamlar ne diyor, neyi gösteriyor, buna bakalım,

Aşağıda eski TUİK Başkanı Sn. Birol Aydemir’in Twitter sayfasında yayınladığı TUİK verileriyle oluşan bir grafik var.

Resim

 

2022 yılı enflasyon sepetini farklı oranlarda oluşturan endekslere baktığımızda dikkat çekici bir tabloyu görüyoruz, yine Sn. Aydemir’in deyimiyle “Yıllık fiyat endeksi artışları arasında tüketici enflasyonu en düşüğü! Düşündürücü değil mi?””

Bu tablo bize iki gerçeği gösteriyor, birincisi neredeyse iki katına yakın üretici enflasyon oranlarının TÜFE’ye yansımadığı, ikincisi de üreticilerin zararına mal sattığı. Diğer bir ifadeyle, yukarıdaki grafik bize üreticinin 2022 yılı boyunca hatta 2021 yılından beri zararına mal sattığını ya da TÜFE’nin gerçekleri yansıtmadığı açıklıyor. Sizce hangisi doğru olabilir, bu vesileyle okurlara bir ipucu verelim, bu dönemde birkaç defa TUİK Başkanları, Başkan Yardımcıları ve bölge müdürleri görevlerinden alınmışlardı.

Devam edelim, TÜİK’in rakamlarıyla.

Vatandaş açısından yüksek enflasyonun en fazla hissedildiği alan gıda fiyatları. Gıda tüketici fiyat endeksi Ekim sonu itibariyle TUİK rakamlarıyla yüzde 99’ün üzerinde, manşet enflasyondan 15 puan yüksek.

Gıda fiyat endeksi neden bu kadar yüksek derseniz, tarımsal girdi, yem, gübre, tarımsal ilaç, elektrik ve akaryakıt fiyatlarına bakmamız gerekiyor. TUİK’ e göre Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi yıllık bazda yüzde 138, gübrede yüzde 227, tarımsal ilaçlarda yüzde 111, yem fiyatlarında yüzde 146, tohum fiyatlarında ise yüzde 99 artmış. Bunlar tarımsal üretimdeki doğrudan maliyetler, bir de dolaylı maliyetlerdeki artışlara bakalım. Tarımsal sulamada kullanılan elektriğin ve nakliyede kullanılan akaryakıtın fiyat endeksinde artış yüzde 194. Daha kısa yönden açıklaması tarım ÜFE yüzde 163. ÜFE ile TÜFE arasındaki fark 70 puanın üzerinde.

Bunlar tarım ve gıda tarafında yaşananlar, bir de inşaat ve konut fiyat endeksleri var. TÜİK’e göre inşaat maliyetleri yüzde 120 artarken konut fiyat endeksi yüzde 190 artmış. ÜFE’de en düşük artış tabiatıyla hizmet sektöründe, çünkü ücret ve maaşlar TÜFE’ye bağlı olarak belirlenmekte.

Yukarıdaki gerçekler dışında önümüzdeki döneme ilişkin beklentiler ne yönde. Tarım ve hayvancılıktan et ve süt üreticilerine, gıda perakendecilerinden taşımacılık sektörüne kadar herkesin beklentisi fiyatların düşmeyeceği, aksine belirsizlik ve ücretlere gelecek artışlarla enflasyon sarmalının devam edeceği yönünde.

Sonuçta yılbaşından sonra yıllık enflasyon oranları baz etkisi nedeniyle düşecek, büyük ihtimalle bu düşüş mayıs ayına kadar devam edecek. 

Baz etkisi nedeniyle enflasyon oranlarının düşmesi seçimler öncesi siyasete, siyasetçiye, seçim sonrası ise ekonomi politikasına olumlu yönde katkıları olacak.  Nasıl mı?

Seçim sonrasına yansımasını haftaya Kasım 2022 TÜFE açıklaması sonrasına bırakalım. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar