Buket Işıkdoğan Köse

Buket Işıkdoğan Köse

NARKİSSOS’UN (NERGİS) AŞKI BİTMEZ..

İzmir’in Karaburun ilçesi, oldukça verimli topraklara sahiptir. Özellikle otlarıyla çok ünlüdür 47 tür şifalı bitkinin yetiştiği ve her bir bitkinin, çiçeğin bölgeye özgü karakteri olduğu bilinmektedir. Bu bitki ve çiçeklerin birde mitolojik hikayeleri vardır ki, her zaman dikkatimi çekmiş ve şiirlerime de esin kaynağı olmuştur.

Maalesef birçok bitki ve canlı türü, bölgede kurulan rüzgâr ve güneş santralleri yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır ve bu kayıpların telafisi mümkün değildir. Karaburun halkı yıllardır doğasını korumak adına mücadele vermektedir. Buna rağmen yarımada rüzgâr santralleriyle kuşatılmış durumda.

Bu önemli bilgi sonrası gelin bölgede büyük bir gelir kaynağı olan ve 21-22 Ocak tarihlerinde gerçekleştirilecek Karaburun Nergis Festivalinin kahramanı Nergis çiçeğinin mitolojik hikayesine göz atalım.

***

Masallar, mitler, efsaneler kuşaktan kuşağa aktarılarak, aktarıldıkça da değişime uğrayarak günümüze kadar ulaşan ürünlerdir. Peki mitolojide tanrıların, dağların, ırmakların hikayeleri olur da çiçeklerin olmaz mı hiç? Çiçeklerin güzelliklerine bakılarak ne çok hikayeler yaratılmış ve nesilden nesille aktarılmıştır. Dinlemekten bıkmadığımız hikayeler.

İşte Nergis’in hikâyesi de bunlardan biridir.

Kendisine âşık olanlara aldırmayan, aşklarını karşılıksız bırakan çok güzel bir peri kızıdır EKHO. Bir gün ormanda avlanan bir avcı görür. Narkissos adındaki bu avcı çok yakışıklıdır. Ekho bu genç avcıya âşık olur. Ancak Narkissos bu aşka karşılık vermeyerek peri kızının yanından uzaklaşır. Ekho bu durum karşısında günden güne eriyerek, kara sevdaya düşer ve ölür. Kalan kemikleri kayalara, sesi ise bu kayalarda eko dediğimiz yankılara dönüşür.

Olimpos dağında yaşayan tanrılar bu duruma çok kızarlar ve Narkissos’u cezalandırmaya karar verirler.  Günlerden bir gün avlanan Narkissos susamış ve bitkin bir şekilde bir göl kenarına gelir. Buradan su içmek için eğildiğinde, sudan yansıyan kendi görüntüsünün güzelliği karşısında büyülenir ve âşık olur. O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmaz onun için. O ana dek kimseyi sevmediği kadar sevmiştir kendi görüntüsünü. Kendini seyretmekten ne su içebilir ne de oradan ayrıla bilir olur, sadece kendini seyrederek ömrünü tüketir. Öldüğünde de vücudu nergis çiçeğine dönüşür.

 Tanrıçalar gölün göz yaşı döktüğünü görürler ve neden ağladığını sorarlar.

Göl:’’ Narkissos için ağlıyorum’’ der.

Tanrıçalar: ‘’ Narkissos yakışıklı bir genç miydi’ diye sorarlar.

Göl bir süre sessiz kalır;

‘’ Narkissos için ağlıyorum ama onun yakışıklı olduğunu hiç fark etmedim. Sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görüyordum ama artık göremeyeceğim.’’ der.

  Belki de bu yüzden Freud mitolojide anlatılan Narkissos’un kendine olan aşkını ele alarak narsisimi kişilik bozukluğu olarak tanımlamıştır. Narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler, kendilerine aşık, hep en gözde olmak isteyen, başkalarının düşünce ya da isteklerine gereken ilgiyi gösteremeyen, fiziksel görünüşleriyle çok fazla ilgilenen kişilerdir.

  ***

  Sadece güzelliğiyle değil muhteşem kokusuyla da insanı büyüleyen bir çiçek olan nergis narsisimi simgelemektedir diğer taraftan da aşkı ama kavuşulamayan aşkı.       

  Her neyi temsil ederse etsin kokusuyla, güzelliğiyle, narin gövdesinin üzerinde güneşi hatırlatan çiçeğiyle gülümser insanlara, bıraktığı etkiyi bilir.  

  Karaburun da nergis kokulu günler bu hafta sonu başlıyor. 5.Kraburun Nergis Festivali 21-22 Ocak tarihinde Türkiye’nin her yerinden gelecek olan konuklarını ağırlamaya hazır.

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar