Çetin Osman Budak

Çetin Osman Budak

Tehdit/müjde ekonomisi

Türkiye uzun süredir bir hukuksuzluk içinde savruluyor.

Adaletten, eğitime, ekonomiden, kamu özel işbirliği projelerine kadar tüm alanlarda bu hukuksuzluğun örneklerine rastlıyoruz.

Ertelenen reformlar, içerde ve dışarda kavgacı, kutuplaştırıcı şiddet diliyle yürütülen politikalar, başta turizm olmak üzere ekonominin tüm alanlarında daralmaya yol açtı.

İşsizlik rekor seviyelere çıkarken, ödeme zinciri koptu; karşılıksız çek, protestolu senet tutarı, takibe düşen kredi oranları yeni rekorlar kırıyor.

Esnaf ve KOBİ kredilerinde takibe düşme oranı yüzde 5,1 ile en yüksek seviyelere gelmiş durumda.

***

AKP Hükümeti; halkımıza anlatmakta zorlandığı ucube başkanlık rejimini, böyle bir ekonomik tablo içinde çıkaramayacağını gördüğü için, popülizme yöneldi.

Vergi indirimleri, işsizlik fonu destekli istihdam paketi, sicil affı, esnafa sıfır faizli kredi paketleri, torun maaşı, vergi ve prim ödemelerini erteleme…

Liste uzayıp gidiyor…

Tüm bunlara rağmen ekonomi canlanmıyor, çarklar dönmüyor.

Bir yandan başkanlık referandumu, bir yandan Suriye’deki operasyon, bir yandan başta Almanya ve Hollanda olmak üzere AB ülkeleriyle şiddeti yüksek gerilim politikaları, belirsizlik ve riskleri arttırıyor. Trump ve Avrupa’da yükselen faşizm yanlısı hareketler de cabası.

Kimse önünü göremiyor.

Bu ortamda Cumhurbaşkanı tehdit sopasını çıkardı; yatırım yapmayanları, yatırımlarını erteleyenleri “teröristlerle işbirliği yapmak”la suçladı. “TOBB üyeleri bir kişiyi işe alsın” dedi; yetmedi istihdam seferberliğine(!) katılmayanların takibi için valileri görevlendirdi.

Tehditlerin peşinden Başbakan’ın müjdesi geldi: “460 bin 167 esnaf kardeşim kredileriniz onaylandı, gidin bankalara alın.”

Perişan haldeki esnaf ve KOBİ’ler borçları çevirecek krediyi almak için bankalara yöneldi ama müjde banka kapısına kadarmış, içeri giren elleri boş geri döndü.

Sıfır faizli kredi müjdesi, sicil affı kâğıt üzerinde kalmış, milyonlar bankaların kapısını aşındırıyor ama bankalar kendi dertlerindeler.

Gümrük ve Ticaret Bakanı kredi verilmesi için bastırıyor; “Bankalarla görüşeceğiz, yaptırım uygulamaktan çekinmeyiz.”

Ekonomi tehdit ya da müjde ile değil; güvenle yürür.

Ülkede güven veren bir ortam ve güven veren bir yönetim anlayışı ne yazık ki yok.

Tam tersine, kendi siyasi ömrünü uzatabilmek için kamu kaynaklarını hoyratça kullanmaktan, toplumu ayrıştırmaktan, ülkeyi ateşe atmaktan çekinmeyen bir zihniyetle karşı karşıyayız.

Meydanlara baksanız, sanki bu ülkeyi 15 yıldır Erdoğan ve AKP değil, başkaları yönetiyor.

Kredilerde sorun mu çıktı, bankalar suçlu.

Yatırımlar durdu, işsizlik rekor mu kırdı; yatırım yapmayan işadamı terörist.

Döviz kuru mu fırladı, yastık altında dolar bulunduranlar hain.

Elektrik hatları çöküp, sanayi elektriksiz mi kaldı; siber teröristler sorumlu.

Şehirlerin altı bombalarla mı dolduruldu, suçlu muhalefet.

Soma’da 301 maden emekçisi yaşamını mı yitirdi; fıtrat.

Adalete güven sıfıra mı düştü; sorumlusu FETÖ’cü hâkimler…

***

Türkiye’nin notu düşüyor.

Gençlerimizin, çocuklarımızın geleceği kararıyor.

Tek adam düzeni getirecek rejim değişikliği geçerse, Türkiye nefes alınamaz bir noktaya sürüklenecek.

Bu nedenle 16 Nisan bir fırsat.

Geleceğimiz için fırsat.

Önceki ve Sonraki Yazılar