Elif Doğan Şentürk

Elif Doğan Şentürk

“Metal yorgunluk”

Meydanlar hareketli. Mitingler hız kesmeden devam ediyor.
Miting meydanlarındaki kalabalığa, istek ve heyecana baktığımızda İnce’nin psikolojik üstünlüğü ele geçirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
İnce kendi ifadesiyle, “Büyük İstanbul mitinginden önce ısınma turları için” İstanbul’un ilçelerini dolaştı.
Uğradığı her ilçede büyük kalabalıklarla karşılandı. Her biri çok büyük bir mitinge dönüştü adeta.
Kadıköy’de gece yarısı on binler Muharrem İnce ile yürüdü... Silivri’de “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı eşliğinde vatandaşlar cep telefonlarından umut ışıkları yaktı...
İşte İnce’nin yakaladığı bu üstünlük Erdoğan’ı telaşlandırmışa benziyor. Erdoğan’ın konuşurken çeşitli hatalar yapması, acaba bu psikolojik durumdan mı kaynaklanıyor bilinmez ama, bir gerçek var ki; karşısında hiç beklemediği, tahmin etmediği ve meydanları tıklım tıklım dolduran bir Cumhurbaşkanı adayı var.
İnce, toplumdaki sıkışmışlığı iyi tespit etmiş ve özgürlük, demokrasi vaatlerini her gittiği yerde üstüne basa basa ifade ediyor.
Ayrıca mevcut ekonomik tabloyu da seçim çalışmalarının baş köşesine koymuş ve milletin düştüğü darboğazı sürekli vurguluyor.
Ekonomik tabloyu anlatırken, özellikle Erdoğan’ın İstanbul’da da kullandığı sarayları, Ankara’daki sarayı, Marmaris’te yapımı devam eden yazlık sarayı sürekli vurguluyor. Meydanda sarayları anlatmaya başladığında müthiş derecede olumlu reaksiyon alıyor.
Bu tepkiyi görünce de final cümlesini kuruyor: “Benim Cumhurbaşkanlığımda vatandaş değil, devlet kemer sıkacak”
Erdoğan’a gelince;
Erdoğan mevcut ekonomik durumu bildiği için bu konuda çok az konuşuyor.
Yine bildik seçim stratejisini uyguluyor. İftar sofralarında muhaliflere yükleniyor. (iftar sofralarında siyaset yapmak ne kadar doğru, onu gerçek din adamlarının takdirine sunalım)
Mevcut ekonomik tabloyu kamuoyunda tartıştırmamak için elinden geleni yapıyor.
Örneğin bu günlerde Kandil operasyonunun konuşulması da bu anlayışın bir parçası değil mi sizce?
Tabi bu arada bir de ‘Cumhur İttifakı’ndaki af çatlağı da gündeme oturunca, ilk kez ne yapacağını şaşıran, konuşurken hata yapan, prompter donduğunda duran, heyecanı azalmış, kitleleri etkileme gücü zayıflamış bir Erdoğan var artık.
Belediye başkanlarını görevden alırken en somut gerekçe olarak ifade ettiği “Metal Yorgunluk” Erdoğan’da da yok mu sizce?
Takdir sizin!
Bir de şu anket meselesi var!
Birincisi Anket şirketleri araştırmanın künyesini açıklamak zorunda. Yani; anketleri nerede yapmışlar? Kaç kişiye hangi yöntemlerle yapmışlar? Bunun benzeri bilgileri açıklamak zorundalar!
İkincisi bu anketleri yayınlayan medya kuruluşları ya da yazarlar da bu verileri aktarmak durumundalar!
Bizler gazeteci olarak doğru ve tarafsız haber vermekle yükümlüyüz. Bu anketçiler de yani kamuoyunun nabzını araştıran seçmenleri bilgilendiren şirketler de aynı şekilde davranmalılar!
Mesela anketleri dikkatli bir şekilde incelediğinizde göreceksiniz ki seçmeni bilgilendirme amacı yok. Sanki seçmen üzerinde bir algı oluşturma çabası var.
Ama şu bir gerçek ki artık seçmenin bakış açısı değişti. ‘Yeni Türkiye’ söylemleri yerine ‘Eski Türkiye’ özlenen çağdaş Türkiye aşıkları 24 Haziran’ı bekliyor... Onun içindir ki gece yarıları sokaklar caddeler meydanlar ışıl ışıl...

Önceki ve Sonraki Yazılar