Ali Babacan ve DEVA’sı

Ali BABACAN, 4 Nisan 1967 yılında Ankara’da doğdu.
Açıklandığı üzere Ailesi Şereflikoçhisar ilçesine bağlı Değirmenyolu köyündendir.
1990 yılında Fulbright bursu kazanarak, ABD’ye gitti. 1990-1992 yılları arasında ABD Chicago’da bulunan Northwestern Üniversitesi Kellogg School of Management’da İşletme dalında yüksek lisans (MBA) yaptı.
Bilindiği gibi Fulbright bursu Türk eğitimine vurulan bir prangadır.
Bir ara bu bursa da değiniriz.
Evet Babacan da Fulbright kursu alan ünlü siyasetçilerimizden ve kendisi aynı zamanda BİLDERBERG’in daimi katılımcısı ve siyasi yeni parti çalışmalarını ABD’nin ECA ve FULBRİGHT BURSU altında listelediği isimlerden Abdullah Gül ile yapmaktaydı…
Babacan, 1992-1994 yılları arasında, Birleşik Devletler’de finans sektörünün üst düzey yöneticilerine danışmanlık yapan özel bir şirkette danışman olarak çalıştı.
Demokrasi ve Atılım Partisi’nin (DEVA) kurucu Genel Başkanı. 2002-2015 yılları arasında 13 yıl Türkiye Dışişleri ve Ekonomi Bakanlığı yapmış olan Babacan, Türkiye Büyük Millet Meclisi 22,23,24 ve 26. Dönem  Ankara milletvekilliği yapmıştı.
Babacan’ın en büyük başarılarından biri Mayıs 2005-Ocak 2009 arasında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği konusunda görüşmelerin yürütüldüğü makam olan başmüzakerecilik görevinde bulunmasıydı.
Babacan’ında katkılarıyla bundan gayrı AB üyeliğini yüz sonra bile görmemiz hayal oldu.
Ali Babacan, bakanlığı döneminde milyarlarca dolarlık IMF kredileriyle desteklenen, acı verici bir ekonomik reform programını yönetme görevi üstlendi.
Ardından IMF’ye “borcumuzu ödedik, IMF bizden borç istedi masalı sahne aldı.”
Oysa; IMF ve Dünya Bankası aynı kuruluşlardı.
Dünya Bankası’nın çalışanlarının tamamına yakını ABD’li Yahudilerken, IMF’nin başkanı Avrupalı geri kalan hep aynı takım.
Daha açıkçası bu iki kuruluş aynı topun kumaşı.
IMF’ye borçları ödemiş gibi görünüp insanlar yanıltılırken, Dünya Bankası’na borçlar gırtlağı aşıyordu.
Yeniçağ gazetesi’nde yer alan habere göre; Amerikan Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Eğitim ve Kültürel İşler Bürosu’nun İnternet sitesinde, Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Amerikan Dışişleri Bakanlığı bursu ile yetiştirilmiş dünya liderleri arasında
gösterildi!
Hadi gelin şimdi bu bursu alanlardan ABD’nin istediklerini görelim; Fulbright mezunu Türk öğrenci ve öğretim üyeleri programlarını tamamlayıp kendi ülkelerine geri dönünce, kurumlarında önemli mevki sahibi olmuş, eğitim aldıkları ülke ile bağlarını da koparmayarak, Fulbright’ın amacını uygulamış ve gerçekleştirmiş olurlar.
Neymiş?
Eğitim aldıkları ülke ile bağlarını koparmayacaklarmış!
Ney ney?
Fulbright’nin amacını uygulayıp bu amaç için çalışacaklarmış!
Daha net bir deyişle ABD’nin çıkarları doğrultusunda.
Ya bizim ülkemiz?
ABD’nin kayıtlarına göre; düşman!
İşin en garibi insanlarımızdan bir kısmı bu Deva’nın Deva olacağına inanmaları…
Halbu ki, yapılacak tek şey bunları ABD’ye geri yollamak.
Neyse gelin şimdi Deva’nın kurucularında FETÖ gazetesi yazarlarında Gülay Göktürk’e birazcık bakalım:
Tarih; 03.02.2015!..
Hollanda’da yüksek mahkeme tarafından yasaklanan Martijn adlı pedofil derneğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yaptığı başvuru reddedildi.
Çocuklarla cinsel ilişkiyi savunan Martijn adlı dernek, “düşünce özgürlüğü”ne sığınarak faaliyetlerini sürdürmek istiyordu.
Hatta dernek bünyesinde bir siyasi parti oluşumu bile gündeme gelmişti. Belki de partinin başına Gülay Hanımı getireceklerdi(!)
Hollandalı ebeveynlerin yoğun çabası sonucu mahkeme derneğin yasaklanmasına karar verdi. Martijn adlı dernek bu kararı temyiz etti. 
Ancak yüksek mahkeme, pedofil derneğinin kapatılmasına ilişkin kararı onadı. 
Mahkeme, çocuklarla cinsel ilişkiyi savunan derneğin “kamu düzenine aykırı olduğunu” vurguladı.
Mahkeme kararında yetişkinlerin, seks yoluyla çocukları büyük ve kalıcı hasara uğrattıklarını dile getirildi. Çocukların, yetişkinlerin bu tür eylemlerinden kesinlikle korunmaları gerektiğinin altı çizildi.
Hollanda’daki iç hukuk yollarının kapanması üzerine pedofil derneği, “hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiği” gerekçesiyle AİHM’e gitti.
Ancak AİHM, pedofil derneğinin başvurusunu reddetti.
Ancak kaybeden sadece dernek değildi FETÖ’cü gazete yazarı  ve Babacan’ın DEVA Partisi kurucusu Gülay Göktürk de kaybedenler arasındaydı.
Göktürk’te 9 Ocak 2002’de Sabah gazetesinde yayımlanan “Çocuk Pornosu” başlıklı yazıda, “sübyancı olma hakkını” savunmuştu. 
Çocuklarla; tövbe tövbe…
Göktürk, konuyu düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirerek, şöyle demişti:
“Ben, arzunun bu lanetlenişini haklı bulmuyorum. Yani, insanların çocuklara zarar vermedikleri sürece ‘sübyancı olma hakkını’ savunuyorum.”
Böylece Ali Babacan’ın DEVA Partisi’nin kimlerden oluştuğuna biraz açıklık getirmiş olduk.
DEVA’sız kalmaları dileğiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar