BAHÇELİ-TÜRKÖNE

Tarih; 22 Aralık 2009

Mümtazer Türköne’nin paylaşımı;

“Türkeş’i hiç sevmedim, hiç Türkeşçi olmadım...

Hatta ben MHP’li de olmadım.”

Ve tarih; 23.06.2020

MHP Genel Başkanı Bahçeli, “FETÖ'nün amaçlarına hizmet etmek” suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmış olan, kapatılan Zaman gazetesinin eski tutuklu yazarı Mümtazer Türköne’nin davasının “tekraren ve titizlikle” değerlendirilmesini istiyor ve şöyle konuşuyordu:

"Mümtazer Türköne davamıza hizmet etmiş bir isim"

Bahçeli devam ediyordu:

"Ülkücü şehidimizin ağabeyi olan ve geçmişte davamıza emek vermiş Mümtaz’er Türköne’nin gerçekten suçlu olup olmadığına karar verecek yegâne merci Türk adaletidir. Adil ve hakkaniyetli yargılamayla Mümtaz’er Türköne’nin üzerine atılı isnatların netleşmesi de mümkün olacaktır."

Bahçelinin bu sözlerinin ardından arşivler açılıyordu.

Arşivlerden Mümtazer Türköne'nin MHP ve Alparslan Türkeş'e hakaretleri çıkıyordu.

Türköne’nin ağzından, bebek katili Abdullah Öcalan'a ise paşalık verilmesini, PKK'lı teröristler içinse af çıkarılmasını istediği sözleri dökülüyordu.

2009 yılında FETÖ’nün Aksiyon dergisine röportaj veren Türköne, MHP'li milletvekillerine hakaretler ediyor ve partinin kurucu genel başkanı Alparslan Türkeş'i de sevmediğini belirtiyordu.

Hezeyanları zirve yapan Türköne; "Bozkurt figürü Türklerin değil" diyor ayrıca, 'Bozkurt' simgesinin Türklük'le bir alakası olmadığını ve Ergenekon Destanı'nın 'yalan' olduğunu iddia ediyordu.

Bakın Mümtazer Türköne, neler anlatıyordu:

“Türkeş dövecek zannettim

1978'de, Maraş Olayları'ndan sonra sıkıyönetim ilan edildi ve bütün solcu dergiler kapatıldı. Ben de o zaman Genç Arkadaş dergisini çıkartmaktaydım. Bizim dergi kapanmadı. Ertesi hafta bir başyazı yazdım ve dergimiz kapandı. Biraz da kapansın diye yazmıştım. Çünkü kanıma dokunmuştu, bütün sol dergiler kapatırken niye bizi adam yerine koyup kapatmıyorlar diye. Yanımda da Namık Kemal Zeybek vardı. Türkeş beni fırçaladı. Dövecek zannettim, üzerime yürüdü. Hakaret etti."

Devam ediyor Türköne;

"Bizler DP'li ailelerin çocukları idik. Mesela ben Türkeş'i hiçbir zaman sevmedim. Hiç Türkeşçi olmadım. Korkuya dayalı bir otoritesi vardı. Hatta ben MHP'li de olmadım. Partiyi ve milletvekillerini, yani işte bir elleri yağda bir elleri balda, her türlü ödünü vermeye hazır, esnek politikacılar olarak görürdük."

Türköne, 2009 yılında Zaman gazetesinde yayımlanan yazısında Osmanlı’nın isyan bastırmak için affettiği elebaşılarını “başıbozuk paşası” olarak sürüp, maaş bağladığını savunuyordu. Kanlı katil Abdullah Öcalan için de benzer bir formül uygulanmasını öneren Türköne, “Osmanlı gibi büyük düşünülmesini öneriyorum. Yani Apo’ya paşa rütbesi verilebilir. Osmanlı mantığıyla yaklaşırsanız, Bodrum Türkbükü’ne gönderilmesini öneriyorum” demişti.

PKK açılımının savunucularından olan Türköne, örgüt militanlarına af çıkarılmasını isteyerek “Af olmadan bu iş çözülmez. Psikolojik eşiğin açılması için bu affın gerçekleşmesi lazım.” Sözlerini de sarf etmişti.

Ne garip ki, bu Türköne’yi savunan da MHP’li Devlet Bahçeli!..

Ne diyelim; “yarabbi sen aklımıza mukayyet ol.

Önceki ve Sonraki Yazılar