Ekmek parası deyimi kazanç, geçinmek için para şeklinde ifade edilmektedir.

Diğer bir değişle insanların hayatını sürdürebilmesi için el ettikleri para olarak ele alınabilir.

Türk Dil Kurumu açısından ekmek parası deyimi kazanç, geçirmek için para olarak anlatılmaktadır.

16.11.2022 Tarihide Aydın’da yayınlanan Aydınpost gazetesinde “Ayteki Kaya’ya hapis şoku”   başlıklı  bir haber   yayınlanıyordu.

Haberin devamında;

“İyi Partili İncirliova Belediye Başkanı Aytekin Kaya, görevi kötü kullanma suçundan 11 ay 7 gün hapis cezası aldı” deniyordu.

Bakın haberin devamı nasıldı?

2019 yerel seçimlerinde  İYİ Parti'den İncirliova Belediye Başkanı seçilen Aytekin Kaya kendi döneminden önce işe giren 27 işçiyi, 29. Maddeden (ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı hareket etme) işten atması nedeniyle işçilerin haklarını aramak için açtığı davadan ceza aldı.

Gördünüz mü vicdansızlığı?

Ekmek parası ile oynadıkları İşçileri haksız yere işten atmak yetmemiş, birde en ağır iftiraya maruz bırakmışlar ki, ileride torunları bile işe girerken zorlansınlar hatta hiç giremesinler.

Mahkeme, İncirliova Belediye Başkanı Aytekin Kaya'ya görevi kötüye kullanmaktan 11 ay 7 gün ceza verdi.

Ne çare ki;

Başkan Kaya'nın aldığı hapis cezası paraya çevrildi.

İncirliova Belediye Başkanı Aytekin Kaya işçilerin davasına itiraz ederken 29. Madde nedeniyle SGK'nın devreye girdiği ve Yargıtay'da onanan ceza sonucu işçilerin tazminatlarının ödeneceği öğrenildi.

Ne yazık ki ülkenin birçok yerinde işçi düşmanı bu ve bunun gibiler yönetici konumunda…

İşçileri başlarında taşımaları gereken bu insanlar onlara her türlü zulmü yapıyor ardından birde ülkeyi yönetmek için insanlardan oy istiyor.

Bunlar birde ülke yönetimine gelirse maazallah neler olur?

28 Nisan 2019 tarihinde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener neler diyordu.

"YSK'da abidik gubidik olursa o YSK'nın önüne koyacağım bir sandalye. O sonuçlar doğru çıkıncaya kadar oturacağım. Jiletle kazıyamayacaklar beni"

Ne oldu?

Seçim gecesi Akşener’i araki bulasın.

Araziye uydu.

Merak ediyorum kazayla seçimi kazansalar ne olur?

Vallahi tövbe kapısında sıraya girerler.

Tarih; 26 Nisan 1997

Yer; MGK Toplantı Salonu

“Bakanların oturduğu bölümde kağıtların arasından çıkan bir belge tek sayfaydı. Üzerinde kime ait olduğunu gösteren herhangi bir not ya da antet yoktu.

İmzasızdı.

Belgenin kime ait olduğunu kestirmek güç olmadı. Çünkü, kağıdın bulunduğu bölümde kısa bir süre öncesine kadar İçişleri Bakanı Meral Akşener oturmuştu.

İşte Akşener'in unutkanlıkla masada bıraktığı bu kağıt parçasında yer alan hassas bilgiler, devletin tepesine bir yıldırım gibi düşecek ve Ordu-hükümet ilişkilerinde varolan gerilimi iyice tırmandıracaktı.

Akşener'in masada unuttuğu kağıt, yaklaşık iki hafta sonra Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda ortaya çıkartılan Sarmusak skandalına giden sürecin ilk adımıydı.

Şimdi belgenin içeriğine geçelim.

Bu belge, bir Bülent Orakoğlu yapımıydı.

Genelkurmay'ı ziyaret edenlerin listesi dahil bir çok bilgiyi içeriyordu.

Akşener Genelkurmay’ı izletmişti.

Ne adına?

Kimin adına?

Ne diyelim Allah bunlardan ülkeyi korusun.