Hedef; sükûnetle mutlu son!

Malumunuz, canlı müsabaka izlemeyeli aylar oluyor. Hal böyleyken de imdadımıza, şifreli kanallar ile sosyal medya uygulamaları yetişiyorlar. Yayıncı kuruluşa bir miktar ödeme yapmak suretiyle, bendeniz de haftalık futbol izleme açlığımı gidermeye çalışıyorum. Ve elbet ki, sizlerle paylaşacak mutlak birkaç hadise de gözüme takılmıyor değil!

Süper Ligin son hafta müsabakalarından, Denizlispor-Yeni Malatyaspor maçını özellikle takibe almıştım. Ligde kalma mücadelesi veren Denizlispor, ligin ilk yarısında, oynadığı yirmi maçta sadece 14 puan toplayabilmiş ve ligin dibine demir atmıştı. Ligin ikinci yarısına teknik direktör Hakan Kutlu ile anlaşarak başlayan Denizlispor, son oynadığı yedi müsabakadan 10 puan toplamayı bildi. Süper Ligin düşme potasından kurtulmaları için bu durum yeterli mi, elbet ki değil! Ne var ki ve özellikle, son toplanan bu 10 puanı, içeride oynadıkları maçlarda topladılar.

Hakan Kutlu ile içeride sadece dört maça çıktı Denizlispor ve tamamından puan aldı.
İnancım, o yönde ki; ligde kalan on üç maçın iç sahadaki beşini kazanıp, dışarıdan da 5 puan kaptılar mı; yani kalan maçlarda toplamda 20 puan daha hanelerine eklediler mi, bu iş, Denizlispor için mutlu son ile biter; 44 puan ile Süper Ligde kalırlar. Elbet ki, sükûnetli hallerine devam ederlerse…
Sükûnetli derken; takım olarak son maçlarda göstermiş oldukları seyri güzel futbola devam edecekler, etliye, sütlüye karışmayacaklar, camiaları da takımlarına, her zamankinden fazla destek olacak.
Destek olacaklar, olmasına da…

Yeni Malatyaspor maçında, gerçekten de Denizlispor, güzel bir futbolla galip geldi. Birbirinden güzel üç golle de bu galibiyeti süsledi. Maçın son dakikasında, Trabzonspor patentli bir savunma oyuncusu olan, eski futbolcuları Zeki Yavru ile başlayan olaylar zinciriydi beni şaşırtan… Zeki Yavru’yu liglerimizden biliyoruz, sert bir savunma anlayışı sergileyen ve çok da teknik olmayan, ama giydiği formanın hakkını vermeye gayret eden bir futbolcu… Hemen hemen oynadığı tüm takımlarda da, formasına ihanet
etmediğini düşünüyorum. Eski takımına karşı verdiği bu son mücadelede de, Yeni Malatyaspor’un savunmada etkili ismi yine Zeki Yavru’ydu.

Ancak, müsabakanın doksanıncı dakikasında, sakatlanmasıyla oyundan alındı ve zaten ne olduysa ondan sonra oldu. Elbet ki, bizler, televizyonları karşısında müsabakayı izleyenler; Zeki’nin tribündeki bir avuç insana yaptığı el kol hareketlerini, dudaklarını okuyamasak da tribünlere haykırışını, bir tartışma içerisine girdiğini ve hemen ardından da müsabakanın hakeminin Zeki’ye gösterdiği sarı kartı izledik. Kameralar hemen devam eden maça odaklandığı için söz konusu olayla ilgili o an, pek malumat sahibi olamadık elbette… Sadece, sinirden kendisini kaybeden Zeki’nin, yedek bekleyen takım arkadaşı Semih Kaya’yı bile iterek soyunma odasının yolunu tuttuğunu izledik.

Sonra, protokol tribününden Zeki’ye yöneltilen “sen buranın ekmeğini yedin, yaptığın ayıp, terbiyesiz” şeklindeki söylemin, olayların fitilini ateşlediğini yapılan açıklamalar ile öğrendik. Zeki Yavru; bir futbol oyuncusu olarak, tribüne karşı yanıt vermemesi gerektiğini bilmek zorunda! Sporun
anayasasında kural bu… Küfür bile edilse, dönüp bakmayacak… Duymayacak bile… Zaten sarı kartı görerek cezalandırılmasının sebebi de, tribünle diyaloğa girmesiyle oluşan olumsuz davranışı…

Gelelim en fazla elli kişinin olduğu Denizli’nin protokol tribününe;
Az önce bahsettim; Denizlispor, ligde kalmak istiyorsa tüm camia bir bütün olacak! Sakin, sükûnetli olacak! Takım, sahadaki görevini, yani mükemmel futbol oynayıp, puan toplama işini yapacak… Tribündeki de, sahada oynayana, yönetene, eğitene ve diğer unsurlara karışmayacak! Kaldı ki, laf bile atmayacak! Sebep, ne olursa olsun! Unutmayalım, hedef; sükûnetle mutlu son!