ALEVİ’LER...

Kıyametin habercisi CORONA,
Dünyanın tüm kapılarını kapadı...
.
Ama bir kapı,
Her zaman olduğu gibi yine “ aralık” bırakıldı...
O da,
İbadethanelerin kapısı..
.
Emperyal güçler,
Din yoluyla insanlığı uyutmaya devam etsin diye...
.
Kiliseler kapanmadı...
Camiler kapanmadı...
Sinagoglar kapanmadı...
.
Gelin görünki,
Aleviliğin ibadet kapısı “ CEM EVLERİ” kendiliğinden kapanıp,
Cem ibadetine ara verildi...
Aleviler,
Her zaman ve her yerde  olduğu gibi,
Atatürk’e ve Hacı Bektaş Veli’ye uydular...
Yani,
Karanlık yolu reddedip,
Bilimin yolundan gittiler...
.
Toplumsal birlikteliğe saygı duydular...
Tıpkı,
İtalyanların balkonda şarkı söylediği gibi...
Tıpkı,
İspanyolların balkonda spor yaptığı gibi...
.....................
Corona virüsü,
Salgın hale geldikten sonra,
22 bin insanımız UMREYE gitmiş...
.
Döndüklerinde,
Öğrenci yurdu boşaltılıp “ aynı yurtta karantinaya” alınmışlar...
.
İsyan etmişler...
Ne karantinası?
Nerede doktor?
Nerede hemşire?
Burası” AHIR “ diye lanet okumuşlar devlete...
.
Ne acı değil mi?
Ahır dedikleri yer,
Çocuklarımızın yatıp kalktığı yurt...
..................
Yıl 1877...
Yer İstanbul...
Ay tutulması yaşanmış...
Camiden boşalan cemaat,
Çatılara çıkıp AY’a ATEŞ etmişler...
LE MONDE ILLUSTRE gazetesinin o günkü manşeti...
Ne demişti Sokrates ?
Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız,
Cehaletin bedelini hesaplayın...
.
Corona yüzünden,
Hrıstiyanlar “ Taharet” almaya,
Müslümanlar da “ alkol” almaya başlamış...
.
Gözün aydın,
Cehalet...
Gözün aydın,
Emperyalizm...
.
Ötekileştirdiğimiz,
Alevi felsefesini yeniden düşünüp,
Bir daha incelesek mi?
Ne dersiniz?
Tabi,
İstisnaları ayıklayarak..

Önceki ve Sonraki Yazılar