Ali Rıza Özkan

Ali Rıza Özkan

KORONAVİRÜSLE MÜCADELEDE TÜRKİYE NEDEN BAŞARILI?

Dünya şaşıp kaldı. Batı medeniyetinin merkezlerinde koronavirüs salgını aldı yürüdü. İtalya başta olma üzere, kitlesel ölümler Avrupa halklarını şok etmiş durumda. Bütün Avrupa ciddi bir travma yaşıyor. Olanları kimse açıklayamıyor.

Ancak, Türkiye’de ise durum tam tersi. Bu yazı yazılırken halen toplam hastalık bulaşmış kişi sayısı sadece 6 idi. Ölüm ise, halen yok!

Ancak, yetkililerin yükselen uyarıları dikkate alarak, umreden dönen vatandaşlarımızı karantinaya alma kararı vererek, derhal girişimde bulunması ile, salgını kontrol altında tutabileceğimiz beklentisi de artıyor.

Tam bir başarı ilan etmek için aslında erken olmakla birlikte, genel olarak Türkiye’nin koronavirüs salgını ile başetmede, en azından Avrupa ülkelerinin, Avustralya ve ABD’nin çok üzerinde performans gösterdiğini söyleyebiliriz.

SALGINA KARŞI BAŞARILI MIYIZ?

Biliyorum, başarıdan söz edince, kimileri bunu derhal günlük siyasi polemikler ve rekabetin penceresinden değerlendiriyor. Hatta, birkaç gün önce Sağlık Bakanı’nı (ve iktidarı) fırsatçılıkla suçlayarak istifaya davet edildiğini hayretler içerisinde okudum!

Ancak, öncelikle Sezar’ın hakkını Sezar’a verelim. Çevremizde bulunan ülkeler ve sürekli ticari, sosyal ve kültürel ilişkilerimizin yoğun olduğu Avrupa’nın tamamı koronavirüs salgınına teslim olduğu koşullarda, ülkemizde halen ‘salgın’ diyemeyeceğimiz seviyede kontrol altında tutulabiliyorsa, bu başarıdır. Sağlık Bakanlığı ve salgını önlemek için çaba gösteren tüm yetkilileri candan kutluyorum.

GEÇ GELEN SALGININ ETKİLERİ

Elbette, küresel bir salgından Türkiye’nin hiç etkilenmemesi mucize olur. Böyle bir iddiayı kimse öne sürmüyor.

Ancak, salgının geciktirilmesi demek, bilimcilerin üreteceği aşının kullanılması şansını artırması, böylece de daha az ölüm demek.

Salgının geciktirilmesi ve/veya kontrol altında tutulabilmesi demek, salgın nedeniyle ülke ekonomisinin, idari, kültürel ve sosyal hayatın daha az zarar görmesi demek.

Dolayısıyla, koronavirüs salgınının geciktirilebilmesini dahi büyük bir başarı olarak görmek gerekir, kanaatindeyim.

TÜRKİYE NEDEN BAŞARILI?

Türkiye’nin koronavirüs salgınına karşı başarılı olmasının ardında, ülke olarak salgın hastalıklarla mücadele konusunda dünyanın en zengin deneyimlerine sahip olmak yatıyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin bir medeniyet projesi olduğunun en somut kanıtlarından birisi, daha kuruluşundan itibaren, Sağlık Bakanı Refik Saydam’ın önderliğinde ülke olarak salgın hastalıklara savaş ilan edilmiş olmasıdır.

Trahom, sıtma, verem, çiçek, kuduz, kancalı kurt, firengi, cüzam, şark çıbanı, tifüs gibi, Anadolu’yu kasıp kavuran ve yüzlerce yıl Osmanlı devletinin çaresiz kaldığı salgın hastalıkların kökünü kazımak için uzun süreli, sabırlı ve çok çetin bir mücadele verildi.

AVRUPA’NIN SAHİP OLMADIĞI ŞEY

Refik Saydam, Nuri Fehmi Ayberk, Behçet Uz, Tevfik Sağlam, Hulusi Behçet ve daha nice isimsiz kahramanlar salgın hastalıkların pençesinde kıvranan Anadolu’nun kaderini değiştirdiler.

İşte, 2020 yılına geldiğimizde, Türkiye Cumhuriyeti salgın hastalıklarla mücadelede yüz yıllık dinamik bir birikime sahipken, Avrupa bu alanda deneyimsiz kalmıştı.

Bugün, Türk doktorlarının Avrupa’daki doktorlardan daha başarılı olmasının ardında da, Cumhuriyet’in sağlık alanındaki 100 yıllık birikimi yatar. Avrupalı hastaların şifa bulmak umuduyla ülkemize gelmesiyle ve salgın hastalıklarla mücadelede, yine Avrupa’ya oranla daha başarılı olmamızın ardındaki gerçek budur.

Önceki ve Sonraki Yazılar