Din ile...
İman ile...
Kefen ile...
Ezan ile...
Bayrak ile yola çıktık...
.
ABD uşaklığı tutmadı...
İngiliz hinliği tutmadı...
Avrasya cinliği tutmadı...
Ortadoğu pisliği hiç tutmadı...
.
Avrupa,
Türkiye’ye yaptırım kararı aldı ama,
EYYY AVRUPA nidaları atacak nefesimiz kalmadı...
.
Döndük mü tekrar Batılıların kucağına...
.
Batılının...
Üç imparatorluğa öncülük etmiş İstanbul sevdası biter mi ?
Bitmezzz...

Boğazlar sevdası biter mi ?
Bitmezzz...
.
ÇANAKKALE HEZİMETİ...

Batılı,
Çanakkale hezimetinden sonra,
İlk kez hasta Osmanlı’yı pardon,
Hasta Türkiye’yi yatağında yakaladı...
.
Geride bıraktığımız son yüz yılın,
Dünya savaşlarının tek hakimi,
Tek lideri,
Tek emperyalizm düşmanı vardı...
O da,
Mustafa Kemal Atatürk...
.
İşte şimdi batı,
Bize diyorki!
.
EYYY TÜRKİYE!
Bize geleceksen eğer,
Atatürk’ün kazanımlarını bizim şirketlere satarak geleceksin...
.
Biz de,
Katar’dan başladık zaten...
.
Katar’a yüzölçümünün iki katı arazi sattık...
Kurum ve kuruluşları,
Holdingleri sattık...
Borsayı teslim ettik...
İstanbul’un semti yaptık...
.
Oysa,
KATAR DEVLET DEĞİL,
BİR İNGİLİZ ŞİRKETİ...
............................

KILIF HAZIR...

Bu yolda ilerlerken...
Hukuk ve ekonomik reformlardan önce,
Tarih reformu yaptık...
.
Nasıl mı ?
Tarih kitaplarından,
VAHDETTEN KAÇTI yerine,
VAHDETTEN TERK ETTİ cümlesini yerleştirdik...
.
Çünkü,
Hasta TÜRKİYE elden giderken,
Birileri kaçacak...
Kaçarken bari,
Kaçtı değilde,
Terk etti desin tarih...
.
Artık bu kaçan...
SİYASETÇİ mi?
DİN ADAMI mı?
ÇAKMA PROF mu?
MAFYA LİDERİ mi?
.
Onu da,
Bağımsızlığı elden giderken,
Dut yemiş bülbüle dönen YENİ TÜRKİYE MİLLETİ bilsin,
Kim olduğunun adını koysun bari...
.
Evet,
Son durumumuz,
BAHÇELİ’nin ÇAKICI için,
Devletin adamıdır,
Bilen bilir bilmeyen de kendi bilir dediğinden daha vahim...