Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu

“CİNAYET PROJESİ”

Malum, kucağımızda nur topu gibi bir Kanal İstanbul projesi var. 2011’de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan bir gece vakti kendisine malum olduğu üzere ertesi sabah helikoptere atladığı gibi İstanbul üzerinde bir gezintiye çıkmış, hatta kupon araziler bile beğenmişti.
Bunun ardından ortada bir söylenti dolaştı. Erdoğan’ın kafasında “çılgın bir proje” vardı. Hatta Sabah’tan Hıncal Uluç abimiz bu projeyi Erdoğan’la konuştuğunu, gerçekten çılgın olduğunu söylüyordu. Sonra işin kokusu çıktı. İstanbul’un kuzeyini ortadan yaracak, Karadeniz’le Marmara’yı birleştirecek, adeta İstanbul Boğazı’na rakip olacak bir proje. 
İyi de ortada Boğazlar Rejimi denilen bir sözleşme, Montrö Boğazlar Antlaşması var. Yani Boğaz tek değil ki. Bir de Çanakkale Boğazı var. Çanakkale’ye de bir başka kanal açıp orada da mı kupon araziler yaratacaksınız? Belki Katar Emiri’nin anası oralarda da 40 dönüm arazi alır. 
Şaka bir tarafa, işin bir başka boyutu uluslararası hukuka ne kadar uygun olduğu.  Bizim uluslararası hukuk uzmanları Kanal İstanbul’un kesinlikle Montrö Antlaşması’na aykırı olduğunu söylüyor. Öte yandan Karadeniz’e sahildar ülkeler Gürcistan, Rusya, Ukrayna, Romanya, Bulgaristan’dan ses çıkmıyor. 
Bizde kimi yer bilimciler Kanal İstanbul’un Montrö’yü tehdit etmekle kalmayacağını, aynı zamanda çevre felaketlerine de neden olacağını ileri sürüp uyarı üzerine uyarı yapıyor.
Zaten son noktayı da İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu dün yaptığı açıklamayla koydu:”Bu bir cinayet, ihanet projesidir.”
Of, içim daralıyor. Beş kuşak İstanbullu bir ailenin ferdi olarak yaşadığım şehre İstanbullu olmayanlar tarafından böylesine vahim dayatmalar yapılmasına dayanamıyorum. 

Önceki ve Sonraki Yazılar