Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Ağzı olan konuşuyor, klavye bulan tuşa basıyor

Büyük medyanın hali belli… İçler acısı. Bir kısım medya, özellikle havuz içinde elden ele yeddieminlerin elinde gece gündüz ordan oraya el değiştirip duran havuz malları olanlar maşallah eroin gibi … Uyuşturup, aptallaştırıyor!

 

Önümüzdeki dönemde vicdan depremleri ile sarsılıp yıkılabilir mi acaba? Ama vicdan kaldı mı halen? Sosyal medya ise tam bir kargaşa. Bilgi kirliliği boğazımıza kadar veya yeni halimizde parmak uçlarımıza kadar ulaştı. Eskiden “Ağzı olan konuşuyor” diyorduk ya, şimdi klavye de tuşu gören gelişine vuruyor. Troll terörizmi Aslında onlardan daha kötüleri de var: TROLLER!

 

Maaş veya küçük menfaatler karşılığı sosyal medyayı en çok batıran ve pisleten işte onlar.. Yalan, dolan, tehdit, hakaret, şaklabanlık, şakşakçılık, yalakalık bunların işi. Ucuz klavye teröristleridirler kendileri. Genellikle çakma isim ve adresler kullanırlar. Korkaktırlar! Ahlaksızdırlar. Ruhlarını satan pis troller! Satılmışlar! Trol teröristleri bunlar!

 

Toplumun azımsanmayacak bir kısmı rüzgarın hakimiyetinde yelken halatları boşalmış tekne misali gücün ittiği yöne sürükleniyor büyük bir en azından gaflet rehaveti içinde. Halbuki, milletin ezici çoğunluğu yarın mutfakta ne kaynatacağını, çocuğunu nasıl besleyip, giydireceğini, okutacağını, işini, işsizliğini, aşını, yarınını düşünüyor.

 

Son yıllarda iyice azmış, binlerce insanımızı katleden terör belası artık dayanılmaz hale gelmiştir. Her geçen gün daha fazla insanımızı bombalı ve ağır silahlı terör saldırılarında kaybediyoruz veya yaralanıyorlar. Ama ülkenin gündemi varsa yoksa baş- kanlık. Referanduma kilitlendi her şey. Vatandaş can derdinde ama…

 

Ülke can derdinde, birileri güç ve tam yetki peşinde. Ülkemiz ise zaman, güç, itibar ve kan kaybediyor. Başkanlık olmazsa terör devam eder bile denebiliyorsa, gerçekten durumları kritik demek ki. Bu ne koltuk hırsı? Sözüm ülkemiz ve meclisden dışarı , ama Hindistan’a bakan bir adada, Sri Lanka’da bu yazıyı yazarken aklıma bugün öğ- rendiğim bir Hint atasözü geldi: “Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa, kesinlikle altına pislemiştir”.

 

Hiçbir koltuk ve yetki Cumhuriyetimiz’in bekasından önemli olamaz! Pekala, referandumda HAYIR çıkarsa, ki ben buna inanıyorum, bunca zaman, maddi ve manevi kaybın faturasını kimler ödeyecek?

 

Ülke savaş içinde, kan gölleri içinde bo- ğuluyoruz, ama pembe tablo çizmeyi görev bilenler, kendi kuyularını kendileri kazıyorlar. Totaliter rejim yanlılarının büyük bir bö- lümü gerçekleşmesi halinde yaşanan tasfiyelerde ön sıralarda olurlar. Tarih bu örneklerle doludur. Hitler, kullanım süresi biten sivil eşkiya çetelerini (SA) kökünden temizleyerek imha etmişti.

 

Fransız veya Sovyet devrimlerinden sonra, devrim önce kendi çocuklarını yemişti!.. Bakalım, önümüzdeki referandum sonrası ve hele ilk seçimlerden sonra, kimler halen siyaset sahnesinde olabilecek ve kimler vekil kalabilecekler?.. Ben iyi insanları seviyorum . Çünkü iyi insanlar paylaşımcıdırlar ve HAYIR’ı severler!

Önceki ve Sonraki Yazılar