Yapılan kamuoyu yoklamaları MHP’nin yüzde 10’luk seçim barajını aşamayacağına işaret ediyor.

Devlet Bahçeli’nin seçim telaşı şimdiden başladı.

Bir kaç yıl önce hakaretler yağdırdığı ve ‘7 sülalesinden hesap soracağım’ dediği Recep Tayyip Erdoğan’ı koşulsuz desteklemeye devam ediyor.

Hâlbuki neler neler…

Ağza alınmayacak hakaretler ve iddialar havada uçuşuyordu.

Sonra döndü,

Hem de ne dönüş!

Bu U dönüşünün gerekçesi sadece benim için mi büyük muamma?

Ama dönüş gerekçesi çok sağlam ki, kraldan fazla kralcı bir eda ile adeta can havliyle mücadele ediyor.

Sanki fedai birliğindeki öncü müfreze gibi! 

Bahçeli, AKP lideri Erdoğan’ın 2019 veya olası bir erken seçimde kendisini feda edeceğini düşünüyorsa yanılıyor.

Zira ikisinin de birbirlerine mutlak olarak ihtiyaçları var.

Devlet Bahçeli ‘nin partisi barajı aşmasa da ki genel olarak kamuoyu yoklamaları bunu gösteriyor, sıkıntı olmaz.

Bence, Erdoğan veya AKP seçimlerin galibi olursa en azından saraydaki odası hazırdır muhtemelen.

Devlet Bahçeli’nin ‘çok yüksek ehemmiyetteki hizmetlerinin’ karşılığı ve hizmetlerine devamı sağlanacaktır çok ekstra bir şey çıkmaz ise (!)

Kendisinin Başkanlık sarayında yardımcı statüsüne layık olduğu tartışılabilir mi?

Bence kesinlikle hak etti, hem de çoktan!

Gerçi siyaset bu!

Siyaset kullanılıp atılan emektarlarla doludur.

Herkesin bir süresi vardır.

Başkanlık Sisteminde meclisteki 600’ ün arasından etki gücü az biri olmaktan daha önemli koltuklar var.

Seçimlerde pekiştirilebilirse Başkanlık rejimi işte böyle bir şey...

MHP’yi, AKP Genel Başkanı’na paralel destek halinde tutmaya kararlı olan Devlet Bahçeli seçim barajı konusunu yine de gündeme taşıdı.

Aslında telaştan kendi ayağına kurşun sıkıyor.

Baraj tamamen kalkarsa veya yüzde 2-3’lere düşerse meclise girer bir şekilde.

Arada güven sorunu mu var yoksa?

Veya işi garantiye mi almak istiyor?

Aslında Meclis’te olması da gerekmez ki…

Başkan Yardımcılığı çok daha değerli değil mi?

Zaten, Başkanlık seçimi kaybedilirse, milletvekili olmasının bir önemi kalır mı?

Aslında bu soru tüm liderler için geçerli değil mi?