Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Demokrasi eleştirmektir

Bazen ağır da olsa, kastı aşıp hafif hakaretvari bile olsa…

Biraz daha fazla hoşgörüye ihtiyacımız var özellikle evimiz içinde.

Bir pazar günü CHP Parti Meclisi toplanıp  ve 38’ e 19 oy çokluğu ile Mersin Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Fikri Sağlar’ı ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na göndermişti.

Çıkmayan candan umut kesilmezdi.

YDK kararı belirleyecekti. Yıllardır MYK’dan sonra en çok toplanan ve çalışan kurul olan Yüksek Disiplin Kurulu nasıl karar verecek bekleyeceğiz derken, YDK ihraç talebini reddetmiş,  ama hem de oybirliği ile kınama cezası vermişti.

Şiş yanmadı, ama sonuçta kebap yandı.

Aslında, cezayı tamamen reddedebilir veya UYARI cezası vermekle yetinebilirdi.

Son Kurultay’da büyük bir oy oranıyla anahtar listede olmamasına rağmen 595 ile 3.en çok oyu  alarak Parti Meclisi’ne ve Mersin’de önseçimle 2. sıradan milletvekili seçildi. 

Ayrıca 14 yıl sonra CHP nin Mersin’de tekrar 1. Parti olmasında kuşkusuz çok önemli rol oynadı.

Belli ki, YDK parti içi dengeleri dikkate almış, oybirliği şeklinde karar vermek hassasiyeti de göstererek değişik bir uzlaşma bütünlüğü sergilemiştir.

Ben YDK üyesi iken de benzer uzlaşı kararları alınırdı.

Ancak Fikri Sağlar’ın Parti Meclisi üyesi ve milletvekili olması ve muhtemel müstakbel Genel Başkan adaylarından biri olması  nedeniyle durum çok farklıydı.

Bu sözde ‘hafifletilmiş’ kınama cezası ile hem PM üyeliği sona ermiş, hem de önümüzdeki Kurultay’da adaylığı engellenmiş oluyordu.

Aslında Fikri Sağlar için dolaylı tasfiye kararı olan KINAMA yerine İHRAÇ kararı politik olarak Fikri Sağlar için daha anlamlı olabilirdi.

Kaldı ki Siyasi Partiler Yasası 53. ve  57. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde  kınama cezası CHP Tüzüğü’ndeki öngörülen; ceza hak kaybına yol açtığından ve yargıya başvurulamayacağından SPK ve Anayasa’ya aykırı olduğu  konusu çok ciddi bir konudur.

Bu konuyu gündeme getirmem, CHP içinde enerji kaybına yol açacak bir tartışma çıkarmak değil. HAYIR cephesinin doğal lideri CHP Genel Başkanı KILIÇDAROĞLU’nu sorgulamak da değil.

Zira ülkemizin, dolayısıyla CHP’nin en önemli tek sorununun bu hayır cephesini büyütmek olarak gören bir kişiyim.

Pekâlâ, bu tür tasfiyeler ne işe yarayacak? Bu karar eminim CHP’nin önümüzdeki seçimlerde iktidar olmasının yolunu açacaktır (!)

Örneğin Demokrasinin kalesi olarak bilinen İzmir’de alınan yüzde 68’lik referandum sonucu CHP yerel iktidarı açısından tam bir başarısızlık hali iken başarı olarak görülmeye devam edecektir (!)

Eminim bu karar sayesinde parti demir yumrukla değil, tam demokrasi ile yönetilecek ve önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP adayı en az yüzde 51 alacaktır (!)

Zaten inanıyorum ki, belki de referandumun bu sonucu Fikri Sağlar CHP de olmasaydı böyle sonuçlanmayabilirdi (!)

Gerek Parti Meclisi’nde, gerekse YDK ‘da ceza verilmesi için didinen bazılarının önümüzdeki seçimlerde milletvekili veya belediye başkanlığı hayalleri iyice büyüyen bazı ŞAHİN parmakların havalandığını görüyor gibiydim uzaklardan.

2019’dan sonra ne işe yarayacaksa yüksek maaştan öte…

İnanın değmez! 16 Nisan referandum sonucu gelecek baş- kanlık seçimlerinde MÜHÜRLENİP oturursa siyasal yaşamımıza, unutun önümüzdeki en azından 30 yılı…

Hâlbuki gün birlik beraberlik zamanı…

Bugün, önemli olan HAYIR ruhunu daha çok bütünleştirip, yapılacak  seçimlerde ortak bir adayla ve seçim ittifakıyla baskı ve  ayak oyunlarıyla rejim değiştirmek ve tek adam dü- zeni yerleştiren ve pekiştirmek isteyenlere dur demektir.

Yoksa derdim Fikri Sağlar’ın kişisel siyasi konumu değildir. Kendisiyle özel bir yakınlığım olmamıştır.

Sorun isim ile ilgili değildir.

Partileri tam demokratikleştirmeden diktatörlük sevdalılarını yenemeyiz.  

Maalesef buna bile ayrılacak zaman, güç ve irademiz yok. İşte bundan dolayı en azından daha çok HOŞGÖRÜ VE ESNEKLİK zamanıdır şimdi.

Bunu halen anlamamışız yani. Acı olan bu.

Çok geç olmadan güçlü Parlamenter Demokrasi, Kuvvetler Ayrılığı, Tarafsız Cumhurbaşkanlığı ve Hukuk Devleti ilkeleri temelinde HAYIR Hareketini korumak ve büyültmek zorundayız.

İnanın gerisi teferruat!

Önceki ve Sonraki Yazılar