Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

İNÖNÜ’ye SALDIRMANIN HAFİF BASİTLİĞİ (1)

Cumhuriyet Halk Partisi’ne saldırmak Atatürk’e saldırmaktan geçiyordu şimdiye kadar.

 Ne cibilliyeti , ne de fıtratı kalmıştı …

 Ne Atatürk’ün , ne İnönü’nün ne de CHP’nin …

 Halbuki hepimizin varlık nedenidir bu üçlü…

 Ellerindeki tüm devlet imkanları dahil güçleri ve kaynakları adaletsiz ve hoyratça kullanmalarına rağmen ancak milletin gönül ve vicdan duvarına tosladıklarını nihayet görebildiler.

 Halkımız Atatürk’ü içeriden , dışarıdan tüm açık - sinsi çabalara , yalanlara ve iftiralara rağmen unutmadı .

 Unutacağa da benzemiyor.

 Daha son 10 Kasım’da 970 bin , yetmedi , ayrıca 11 Kasım ‘da da yüzbinlerce yurttaş Ata’sını Anıtkabirde andı.

 Çevir kazanı yanmasın … !

 Şimdi de ATATÜRK’e güçlerinin  yetmediğini nihayet anlayanlar İnönü’ye laf atmaya yelteniyorlar.

 İnönü’ye saldırmanın daha kolay olduğunu zannediyorlar ve doğrudan Atatürk’e saldırmadan bu şerri yapabileceklerini düşünüyorlar.

Adını bile ağızlarına almadıkları Atatürk’e samimi bir şekilde sığınmak istiyorlarsa,  bunu O’nun en yakın silah ve yol arkadaşı İsmet İnönü’ye saldırarak yapamazlar !

 Hatta , bir de Atatürk’ün arkasına geç, İnönü’ ye iftira at !

 Atatürk konusunda ne kadar samimiyetsiz olduklarının delilidir bu saçma iftiralar.

 Yıllarca önemli bir süreçte iki önemli insanın aralarında bazen fikir aykırılıkları olabilir.

 Olmasa garip olurdu zaten.

 Ancak,  İnönü’ye Atatürk’ün katili demek  ancak iddia edenlerin iftiracı karakterlerini açığa vurmaz mı ?

 Dilin kemiği yok .

 Peki , yalanın namusu var mı ?

 Şimdiye kadar Atatürk’e yaptıkları saygısızlıklar ve hakaretler ancak samimi iseler midelerine oturmaz.

 Umarım samimidirler… Öyleyse sadece seviniriz.

 Ancak , ani değişim rüzgarı insanın aklına şu soruyu getiriyor :

 ‘Demokrasi tramvayından sonra Atatürk Tramvayı mı icat oldu yoksa ?’

 Ama demokrasi tramvayından inilip Atatürk tramvayına binilmez !

 Zira Atatürk tramvayı sadece son durağının adı değil, bizatihi kendisi demokrasi , laiklik, hukuk, adalet, bağımsızlık, çağdaşlık  ve özgürlüktür.

Önceki ve Sonraki Yazılar