Aslında çok masum, övgü ve beğeni ifadesi…

Ama söyleyene ve ne amaçla söylediğine bağlı.

Tabi söyleme zamanına da.

İşte Türkçe böyle bir şey!

Ve bunu en çok bir süre ülke ekonomisinin kendisine emanet edildiği hemşerim Nihat Zeybekçi ‘nin bilmesi gerekirdi.

Daha adaylığı bile açıklanmadan kocaman bir çizik yedi İzmir halkından.

Sadece İzmir halkından mı, göreceğiz.

Neye niyet, neye kısmet!

***

Bu arada tabi Denizli’nin şahsında kentin meşhur güzel kızlarına da ayıp etmiş oldu.

Zira Denizli üç şeyle meşhurdur:

Horozu, tozu ve güzel kızları.

Ey benim eski ekonomi Bakanım. Bilmez misin Denizli’nin o güzelim tekstil ürünlerinin o güzel kızlarımızın göz nurlarıyla ve emekleriyle dokunulduğunu ve üretildiğini!

Hadi bir daha aday ol da, Denizli’nin o güzel kadınlarından hiç oy alabilecek misin, gör!

***

İzmir’i mahallenin alınacak güzel kızına benzetmeye gelince “Gavur İzmir”den sonraki en trajik gaflardan biri derim sadece.

İzmirli, en başta da İzmir’in güzel kadınları “alınmaz”!

Bir “alma” olayı olacaksa, İzmirli kızlar “alır”!

Bunu öğrenemedikçe ve İzmir’in ve İzmirli olmanın hakkını vermedikçe de boşuna bizi yorma buralarda.

Hem Denizli’nin centilmen erkeklerine de haksızlık yapmaya devam etme bence!

Yani cinsiyet ayrımcısı ifadeler serhoş olunmuş rakı masalarında ve belki kenar mahalle kahve sohbetlerinde çekilebilir, ama Büyükşehir Belediye Başkanı aday olacak birine hiç mi hiç yakışmadı.

Nitekim bu gafı belki adaylığını bile tehlikeye atmıştır.

***

Aslında anlıyorum sizi.

Güzel bir şey söylemek istediniz herhalde.

İzmir’in yaşam tarzına kast edenlerin hemen hepsinin aklında sonuçta İzmir’ de yaşamak ve hatta yerleşmek var nedense.

Eninde sonunda emekliliğini İzmir’de geçirmek saraylılar dâhil hemen herkesin hayali.

Ama İzmir’in hak ettiği ve yoksun bırakılan yatırımlara niçin yeşil ışık yakmazsınız?

Bre dostum, madem niye uğraşıyorsunuz İzmir’in yaşam tarzıyla, İzmirlilerle ve İzmir ile