Yıllardır çalışma hayatının içindeyim. İşim gereği aktif siyaseti değil de aktif siyaset haberlerini ve ekonomiyi çok yakından takip ediyorum. Hayatımda hiçbir partinin mitingine gitmedim. Hatta televizyonda dahi seyretmedim dersem yeridir.

Fakat bakanlar kurulu kararlarını nedendir çok önemserim.  Sonrasında Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamaları hemen hemen hiç kaçırmadım. Toplantı sonrası çıkacak kararları hep merak etmişimdir.  Toplumun hangi kesiminin elinden tutacak, çıkacak kararlar toplumun hangi kesimini ilgilendirecek, ülkenin sosyal ve ekonomik gidişatına nasıl yön verecek,  kime fayda sağlayacak diye…

Parti mitinglerine tekrar gelirsek maalesef söylemler bir o kadar farklı oluyor. Birinci öncelik hep kendinden olmayanı hakarete kadar giden ifadelerle suçlu çıkarma çabaları, ayıplama, beğenmeme gibi… Kimi nasıl, ne kadar küçük düşürebilirim hesabı, ayrıştırma gibi söylemler.

Maalesef son zamanlarda aynı söylemlerle bakanlar kurulu toplantısı sonrası açıklamalarda karşılaşır olduk. Sosyal ve ekonomik gelişmelere göre ne kararlar alınacak diye bekliyoruz ama hemen ‘eyy… , Bay Kemalll…’ gibi alışık olduğumuz söylemleri duymaya başlıyoruz.

Ne olur dikkat edelim artık! Mitinglerde duyduklarımızı, bakanlar kurulu toplantısı sonrasında, devlet açılışlarında, diploma törenlerinde duymaktan millete gına geldi.

Muhtemelen bayram sonrası mitingler iyiden iyiye artacak, ateşi de yükselecek. Bakalım neler neler konuşulacak… Ama şunu unutmayalım. Seçim sonrası kim kazanırsa kazansın % 50 +1 ile kazanılacak ya, geri kalan % 49 +9 da bu ülkenin vatandaşı hep beraber eşitiz efendim.