Oktay Erol
ADANA'DA "İKTİDAR" NE YAPIYOR?
“İktidar” milletvekillerinin dediklerini, Adanalıyı yanlış yönlendirdiklerini, yaşananları sorgulatmadıklarını, Adana’yı yokluğun ellerine bıraktıklarını…
Adana sokaklarını, Adana pazarlarını, Adana’nın yoğun alanlarını dolaştığınızda karşınıza çıkan “kime” sorsanız benzeri yanıt verecektir!
“İktidar” Adana’ya çalışmıyor!
“İktidar” çalışmak istemeyince, milletvekilleri “bir şeyler” yapmış gibi görünse de “ayak sürümeyi” yeğliyor!
“Muhalefet” milletvekilleri, bölgelerinin sorunlarını gün yüzüne çıkarmak için, üstelik çıkarmakla birlikte “iyice” izi kalsın diye yinelerken “iktidar” milletvekillerinin de “ne” yaptıklarını sormak gerekmez mi?
“Muhalefete”, neden soruna çözüm bulacak yerlerde arama yapmadıklarını sormak gibi…
***
Geçtiğimiz günlerde TUİK’in, nüfus oranları verileri yayınlandı…
Hani derelerin birleşerek oluşturdukları göller vardır ya; bir süre sonra derelerden bir ya da bir kaçının yön değiştirmesi, kuruması sonucu gölün eski canlılığını yitirdiğini görürsünüz…
Bir zamanlar dört koldan uzanan kanallar ya tıkanıklıktan, ya istenerek, ya da doğal yollarla etkisizleştirilmiş!
Adana verileri “öyle”…
Diğer illere göre nüfus artışı sağlayamamış,
Yükselişte komşu Mersin’in gerisinde kalmış,
Eğitimli nüfusunu elinde tutamamış bir kent Adana…
TÜİK’in verileri böyle…
Bir zamanlar Türkiye nüfus sıralamasında ilk üçü-dördü zorlarken Adana, bugün yedinci sırada bulunan Konya ile arasındaki makası ap-açık daraltmış!
Makas aralığı daraldıkça gerilemiş,
Geriledikçe gerilmiş,
Gerildikçe mutsuzlaşan bir Adana var şimdi…
***
Adana’da işsizliğin, geçimsizliğin, “istikrarsızlığın”, olumsuzluğun yaygın biçimde sokağa, pazara, kalabalık alanlara yansımasına karşın;
“İktidar” partisinin Adana yöneticileri olsun, seçilmiş Ankara’da sorunları çözeceklerinin sözünü verenler olsun, “iktidara” destek olmaları koşuluyla “oda” koltuklarına abananların olsun sesleri-solukları neden çıkmaz anlamak istiyorum!
Başka bir yerde, başka koşullarda yaşamlarını sürdüren bir kalabalık… Adana’yı anlatırken anlattıkları Adana değil, içinde bulundukları yağlı-kaymaklı hak etmedikleri “rahatlıklarından” başka bir yer değildir!
“Muhalefetin” sorunu dile getiriş biçiminin, sonrasında konuya yavanlığının, ileri sürülen konuların “iz sürümünü” yapmayışının “doğru” olmadığını zaman zaman söylüyorum…
Peki, “muhalefetin” yer yer sıraladığı sorunlar konusunda “iktidarın” hiçbir bilgisi, tanıklığı, yaşamışlığı yok mu?
Söylenenler o denli yabancı mı da “ilgisizlik” dorukta!
***
Gözümüzün önünde, binbeşyüz emekçili, çoğu “kalifiye” çalışanı olan TEMSA sessizliğe gömüldü!
Bundan bir-kaç ay öncesine değin cayır cayır üretim yapan, üstelik en son Ankara Anakent Belediyesi’nin de büyük bir sipariş vereceği belirtilen TEMSA’da ne oldu da, neler yapıldı da, ne oyunlar oynandı da bugün yaşananlar noktasına gelindi?
Bu sorunun yanıtını Adanalı vermeyecek, bir bakıma “muhalefet” milletvekillerinden de beklenemez!
“İktidar” partisinin milletvekilleri Adana’ya gelişlerinde, kapalı salon ya da oda toplantılarında TEMSA için neler konuşuluyor, binbeşyüz çalışanı-ailesiyle birlikte Adana’ya yapmış olduğu katkı azımsanacak gibi mi Adanaaşkına; peki, sorun nedir?
TÜİK verileri eğitimli nüfusun Adana’yı terk ettiğini söylüyor ya…
Ne yapacaktı ki başka?
Halkın geçim kaynakları birer birer elinden alınırsa, “her üniversiteli iş bulacak diye bir şey yok” denecek olursa, toprak işletilmezse, fabrikalar kapatılırsa, kepenkler indirilirse, ayakta kalabilmek için “yalakalık” en önde durursa…
İş bulabilen Üniversiteli sabahın alaca karanlığından akşamın karanlığına dek “asgari ücretle” çalıştırılırsa, iş bulamayan üniversiteli evinde tutsak yapılırsa…
Eğitimli ne yapacak Adana’yı sorarım!
***
“İktidarı ile muhalefet” Adana’yı, Adanalıyı kazanmak istiyor mu, istemiyor mu?
Her sözlerinde Adana’nın “vaz geçilmezliğini” ağızlarından düşürmediklerini görsek de, arkalarını dönene dek gülücükler yaysalar da, Adana’nın son durumu “içten” olmadıklarını kanıtlıyor!
Öğretmen-öğrenci ilişkisi gibi yine…
“İktidarı ile muhalefet” içten tutum sergilemeyince, Adanalı da “onların” dediklerini anlamıyor!
Büyümeyen nüfus, terk eden eğitimli bunun kanıtı…
“Nasıl olsa sığınmacılar var” demiyorsa eğer birileri…