“DELİNİN” KUYUYA ATTIĞI TAŞ “İKTİDAR” İÇİN ÖNEMLİ!

Gündem, “delinin” kuyuya attığı taşın “kırk akıllı”nın çabasıyla çıkarılma uğraşından çok “yeni komplo” arayışlarına tanık olunca, ülkemizdeki birçok gelişme üzerinde durulamadı!

“Delinin” ne amaçlı, kimlerle birlikte bu eylemde bulunduğu konuşulurken, bu ülkenin “kurucu” partisi özelliğini taşıyan CHP’nin “asıl” konuşulması gereken konulardan uzak tutulma çabası da gözlemlendi!

Yıllarını gazete mutfağında harcamış, gündemin birçok gelişmelerini “birincil” kişileriyle yaşamış, mesleğinin “usta” dönemini yaşayan bir gazetecinin “delinin” kuyuya attığı taşı olacakları “bilerek” köşeye taşıması konuşuldu!

Yanlış anlaşıldığını ileri sürenler, özür dileyenler, geri adım çekenler, çark edenler…

Bir haftadan bu yanan bunlarla zaman törpüleniyor!

***

Bir gelişmenin salt gazete sayfalarında, televizyon haberlerinin içinde yer alması yetmiyor!

Gazetelerin köşe yazarlarının,

Televizyonların tartışma izlencelerinin,

Birkaç tane de “çığırtkanın” işbaşında olması gerekiyor, gündemin oluşması için!

EYT’lilerin sorunları bu denli mi gereksiz?

Kadınların “şiddet” üzerine düzenledikleri etkinlikler bu denli mi yersiz?

Bir-iki gazete dışında ya da, bir-iki televizyon dışında konuşulan yer oldu mu?

Yeni “vergiler” ne denli mi konuşulmamalı?

Sokak, ekonomi bu denli mi rahat?

Anımsayın, “delinin” kuyuya attığı taş, bir gazetenin bir köşe yazarının yazısının satırları arasından alınan “bir tümceyle” ortaya çıkmış; konunun nedeni/niçini kaşındıkça “yeni” bulgulara ulaşılmıştı sözde!

Yayın yapan gazetelerin, televizyonların; “nasıl” yayın yaptığını, “kimlere” eğilim gösterdiklerini, “gündem” oluşturmak için ellerindeki gücü nasıl devreye koyduklarını, “iktidarın” çeşitli dönemlerinde “danışmanlık” görevini üstlenen Kemal Öztürk şu sözlerle, dile getiriyordu:

“Bugün çok bağımsız ve özgür gazetecilik yaptığını söyleyen arkadaşlarımız ben istemeden ertesi gün gazete manşetini bana gönderiyordu, 'Uygun mudur?' diye soruyordu ve öyle yayınlıyordu. Bugün aktifler ve muhalifler…”

Bu “açıklama”, gündemin nasıl oluşturulduğunu anlamaya yeter kanımca!

***

Manşetlerde, tartışmalarda;

“Uzun tutulması” istenen konular,

Kimlerin “konuşmacı” olarak katılacakları “önceden” belirlenmeme olasılığı var mı?

Ülkede olan gelişmelerin “başında” yer alması gerekenin “insan” olduğunu; politikanın da, ekonominin de, bilimin de, eğitimin de, üretimin de, çevremizde ard-arda düzenlenen “öğretmenler günü” ya da “kadına şiddet” etkinliklerinde de, televizyon izlencelerinin de, sanatın da “bu amaçla” yapılması gerektiğini düşünürüm.

İçinde “insanın” olmadığı yerde yukarıda saydıklarımın önemi var mı?

Göğü yarılayan beton yapılar,

Dağları yaran uzun tüneller,     

İki yakayı birbirine bağlayan köprüler,

Merkez Bankalarının “altına bağlı” kabarık rakamları neye yarar ki?

“İktidar”ın danışmanı, bunların konuşulmasının “pek istemediği” için manşetlerde yer bulmadığını “açıkça” söylemese de, gazetelerin sayfaları gösteriyor!

“Delinin” kuyuya attığı taş, onun için “iktidar” medyasında “önemli” bir manşet!

Ancak “kurgulayıcıları” törpülenerek…

Bir haftadan bu yana “konuşulmayan” konularda bunu görelim!

Önceki ve Sonraki Yazılar