Ömer Adıgüzel

Ömer Adıgüzel

Irazca’yı Kaybetmek

Yeşilçam’ın Irazca’sı artık yok.
Türk sinemasına çok önemli bir iz bırakan, oyunculuğu ile fark yaratan Fatma Girik, birbirinden değerli çalışmalara imzasını atarak aramızdan ayrıldı. “Yeşilçam’ın dört yoncasından biri” koptu.
​Fatma Girik’i en iyi, canlandırdığı karakterlerden biri olan Irazca yansıtır. Fatma Girik ile Irazca çok benzeşir. Bu nedenle Irazca’yı tanımak, onun karakterini bilmek, Fatma Girik’i de tanımak demektir.  
​Irazca, Fakir Baykurt’un Yılanların Öcü romanının ana kahramanıdır. Roman, aynı adla iki kez sinemaya da uyarlanır ve Şerif Gören’in yönettiği filmde Irazca’yı Fatma Girik canlandırır. Irazca büyük bir haksızlığa uğrayarak köydeki hiyerarşiye başkaldırır. Yorulmadan, yılmadan mücadele eder.  
​ Ezen ezilen ilişkisinin gerçekçi bir bakış açısıyla verildiği romanda, masum ile mazlumun, zengin ile yoksulun güç dengeleri yansıtılır. Irazca, oğlu Kara Bayram ve gelini Hatça ile bir köyde yaşar. Tüm varlıkları; oturdukları ev, yeni borcu biten küçük bir tarla, bir süt kuzusu ve bir de öküzdür. Köydeki düzenleri, Muhtar’ın Haceli’ye köy içinde verdiği arsa yüzünden bozulur. Haceli, bataktaki evinden kurtulmak ve Muhtarın verdiği toprağa yani tam da Irazca’nın evinin önüne yeni bir ev yapmak ister. Köyün adaletsiz, mazlumu ezen, zenginden ve güçlüden yana olan muhtarından da destek alır.  
​Irazca’nın arkasında kimse yoktur. Bu nedenle onun ve yetim oğlu Bayram’ın bu olaya sessiz kalacağı sanılır. Oysa Irazca, dişli, tuttuğunu koparan, haksızlığa boyun eğmeyen, yılmaz ve mücadeleci bir kadındır. Muhtara ve Haceli’ye başkaldırır. Irazca, önce Haceli’nin ev yaptırmak için attığı temeli doldurur, sonra da tüm kerpiçlerini kırar. Muhtar bunun üzerine Bayram’ı konuşma bahanesiyle çağırır ve elini gözünü bağlayıp dövdürterek ona göz dağı vermek ister. Haceli ise kinle Bayram’ın evine girerek karşısına ilk çıkan kişiye yani Irazca’nın gelinine saldırır ve karnındaki çocuğunun düşmesine neden olur. Ancak tüm bu felaketler kimseye göz dağı vermemiş, sadece Irazca’nın kinini bilemiştir.
​ Köye kaymakamın geleceği duyulur. Irazca, kaymakam ile muhtar görüşmeden kaymakamın yoluna çıkarak ona başından geçen her şeyi anlatır. Kaymakam ona inanır ve hazırlık yapan muhtarın sofrasına oturmayarak onu köylü önünde küçük düşürür. Köyün içine yeni ev yapılmasını yasaklar, önce yıkıntılar kullanılacaktır. Sonra da bu olanları şikâyet etmesini söyler Irazca’ya. Muhtar korkar ve şikâyet edilmemek için Kara Bayram ile Irazca’yı ikna etmeye çalışır. Ancak Irazca bu adaletsizliği asla kabul etmez ve mücadelesinden vaz geçmez.
​Her oyuncu, canlandırdığı karakteri yorumlarken ona kendi mizacından bir şeyler katar. Ancak Irazca, sanki Fatma Girik düşünülerek yazılmış gibidir. Bu nedenle Fatma Girik ile Irazca özdeşleşir. Fatma Girik de Irazca gibi mücadeleci, dirençli, haksızlıklara karşı koyan, açık sözlü ve güçlü bir kadındır. Bu nedenle sanat yaşamını, “sanatçının haksızlık karşısında her zaman dik durması gerektiği” ilkesi üzerine kurmuştur.
Kimilerinin Şoför Nebahat’i, Ezo Gelin’i, Erkek Fatma’sı yaşama veda etmiştir ama bence Türk sineması yeri doldurulamayacak Irazca’sını kaybetmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar