Kişiler gelip geçer, CHP bakidir…

Bu sıralar tüm Türkiye’nin gündemi CHP’den istifa eden 3 milletvekili…

İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi,

Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy

Yalova Milletvekili Özcan Özel

Geçtiğimiz günlerde de Antalya’nın İbradi Belediye Başkanı Serkan Küçükkuru istifa etmişti.

Diğer konu; “Görevden affını” isteyen bir bakanın açıklamasını 48 saat boyunca vermeyen medya CHP’deki istifaları saniyesinde verdi ve canlı yayınladı.

Şimdi bunlardan önce şuna bakalım, kimdir be bu herkesin uğraştığı CHP?

CHP, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde 9 Eylül 1923’te önce “Halk Fırkası” adıyla kurulmuştur. 1924 yılında “Cumhuriyet Halk Fırkası”, 1935 yılında ise “Cumhuriyet Halk Partisi” adını almıştır.

Atatürk’ün CHP’si yani halkın partisi,

  • Ulusal bağımsızlığı kazanan,
  • Cumhuriyeti kuran,
  • Saltanatı kaldıran,
  • Hilafete son veren
  • Ulusal Birliği sağlayan Partidir.
  • Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni biçimlenlendiren
  • Ulusal sanayinin ve ekonominin gelişmesine öncülük eden
  • İkinci Dünya Savaşı sonrasında tek parti konumunun tüm olanaklarına karşın, çok partili rejime geçişi sağlayarak Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde de öncü misyonunu sürdüren partidir.

Bunlar sadece birkaç tanesi…

* Tarih 9 Mayıs 1935…

Mustafa Kemal Atatürk, CHP’nin 4. Kurultayında kürsüde…

“Bu kurultay Atatürk’ün katıldığı son kurultay”

Ve Atatürk kürsüde şu sözleri söylüyor:

“…Cumhuriyet Halk Partisinin esas düşünce ve dileği, vatandaşları her türlü ayrılıktan korumak, onları, kendileri ve büyük Türk ulusu için faydalı kılmaktır…”

Bu söz dikkatle okunmalı ve bir şeyler çıkarılmalıdır…

Partinin 6 ok ilkeleri nelerdir?

Cumhuriyetçilik,

Milliyetçilik,

Halkçılık,

Laiklik,

Devletçilik,

İnkılapçılık,

Not: Cumhuriyet Halk Partisi kimsenin değildir. Cumhuriyet Halk Partisi halkın partisidir. CHP’ye kimsenin kötü söz söyleme hakkı yoktur. Sevmiyorsanız bile saygı duymak zorundasınız. Büyük Atatürk bu partiyi halka bırakmıştır halka… 

Bakın, 12 Eylül darbesinin ardından CHP diğer siyasi partilerle birlikte 15 Eylül 1981'de “kapatıldı.”

Yaklaşık 9 yıl sonra, kuruluşunun tarihi olan 9 Eylül 1992'de yeniden açıldı.

Yeniden açılan CHP, 1995 yılında “SHP”yi çatısı altına aldı ve tek parti oldu.

Kapatılan, herkes tarafından terk edilen CHP’yi Deniz Baykal 1992’de tekrar açtı. Erol Tuncer ile yarışan Baykal seçimi kazanarak CHP’ye genel başkan oldu.

CHP-SHP bütünleşmesinde yapılan protokol gereği üzerinde uzlaşılan Hikmet Çetin, 14 Şubat 1995'te CHP Genel Başkanlığı'na getirildi ve 9 Eylül 1995 tarihine kadar bu görevde kaldı. 9 Eylül 1995 tarihinde yapılan kurultayda ise Deniz Baykal yeniden CHP Genel Başkanı seçildi.

18 Nisan 1999 seçim sonuçları üzerine Deniz Baykal genel başkanlık görevinden istifa etti. 22-23 Mayıs 1999 tarihleri arasında yapılan Olağanüstü Kurultay'da, üçüncü turda 521 oy alan Altan Öymen Genel Başkanlığa seçildi.

Ama Altan Öymen'in genel başkanlığı sadece 15 ay sürdü. 30 Eylül 2000'de yapılan Olağanüstü Kurultay'da genel başkanlık için Altan Öymen yeniden aday oldu.

Halk ve parti tabanı Deniz Baykal’ın yeniden aday olması için büyük çabalar sarfetti ve Baykal da bu kurultayda aday oldu.  

Hasan Fehmi Güneş ve Kocaeli Belediye Başkanı Sefa Sirmen de adaylığını açıkladı.
  
CHP'nin 11. Olağanüstü Kurultayı'nda Deniz Baykal, üçüncü turda 543 oyla genel başkan seçilirken, Altan Öymen 355 oy alabildi.

Ve CHP’de Deniz Baykal dönemi başladı.

Baykal gittiği her yeri titretiyor, hitabetiyle inşaları kendisine çekiyordu.

İktidar, Deniz Baykallı muhalefetin olmasından dolayı istediklerini yapamıyor karşısında muhalefeti görüyordu. Ve Baykal’a 2010 yılında alçakça bir kaset komplosu düzenledi. Basın toplantısı düzenleyerek kameraların karşısına geçen Baykal 10 Mayıs 2010 tarihinde genel başkanlıktan istifa etti.

Yani, ulu çınar Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkeyi kuran partidir. Bu ülkeye cumhuriyeti, özgürlüğü, en basit konuşabilme hakkını getiren partidir. Ayrıştırmayı engelleyen partidir.

Uzak bir köyden çıkıp belediye başkanı, milletvekili, hatta ve hatta cumhurbaşkanı olabilmenizi Atatürk’e Atatürk’ün CHP’sine borçlusunuz. Yapmayın,  etmeyin…

Şimdi bunları şundan anlattım…

CHP dün kurulan bir parti  değil. CHP’den milletvekili olan, Mehmet Ali Çelebi, Hüseyin Avni Aksoy, Özcan Özel hiç hoş olmayan iddiaları dile getirerek partiden istifa etti.

Geçtiğimiz günlerde İbradi Belediye Başkanı Serkan Küçükkuru, CHP tabanına saygımız sonsuz. Bizim derdimiz genel başkanla” diyerek istifa etti.

Tamam sorunlar olabilir ama bu sözler olmaz, kabul edilemez.

Partili bir yetkili, rahatsızlığı olan 3 milletvekili ile görüşüyor. Dostça sohbet ediyorlar. Sonrasında 3 milletvekili  Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşüyor.

Birkaç gün sonrada partiden istifa ediyor.

Bu parti masada kurulmadı. Bu parti zorluklarla kurulan bir parti. Bu parti Atatürk’ün, halkın partisi…

İktidara yürüyen bir partiyi bu şekilde yolda bırakmak olmadı. Halk oylarıyla sizi Meclis’e soktu ama o oylara ayıp edildi.

Partide kalıp bu düzene karşı çıkmak daha hoş olmaz mıydı?

Bizlerin birliğe, birlikteliğe ihtiyacı var.

İktidarın ekmeğine yağ sürecek tavırlar, sözler söylemekten kaçınmak gerek olduğunu düşünüyorum.

Partiden ayrılan ya da ayrılanlar istişare ederek sorunları çözüp yine eskisi gibi aynı CHP çatısı altında birleşmeli ve iktidara hep birlikte koşmalıdır.

Şu da unutulmamalı, kişiler gelip geçer ama bu ulu çınar bakidir…

PEKİ YA MEDYA?

CHP’den 3 vekil istifa ediyor… TBMM’de basın toplantısı düzenlerken hemen yayını kesip canlı yayına giriyorlar. Tüm yandaş kanallar hemde.

Doğru mu? Evet doğru tabi.

Elbette canlı yayınlanması gerekli. Üst düzey haber değeri var.

Ama…

Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bakanı istifa ediyorsa bunu da vermek zorundasın kardeşim…

(Pardon istifa değil, “görevden affını istiyorsa” )

Bakanın istifasını 48 saat boyunca vermeyeceksin ama muhalefet partisine karşı açıklama yapacak bir siyasetçiyi canlı yayına alıp konuşturacaksın, istifa edeni canlı gümbür gümbür yayınlayacaksın…

Sonra biz bağımsızız, yaşasın özgür medya… Hadi canım hadi yemezler…

MANSUR BAŞKAN HARİKA DEĞİL Mİ?

Hakkarili bir ailenin çocukları “En büyük hayalim Anıtkabir’i görmek diyor”

Baba da çocuklarına kar ile aslanlı yol ve Anıtkabir maketi yapıyor. Bu olay medyaya düşüyor.

Ankara’nın başkanı Mansur Yavaş babaya seslenerek, “Sevgili Mehmet, Bağımsızlığın, demokrasinin, adaletin önemini ve bir milletin verdiği mücadeleyi güzel kızımız Hira'ya, Milli Mücadelemizin kalbinde, Anıtkabir'de anlatmak isterim. Sizi ve değerli ailenizi ağırlamaktan onur duyarım.” diyerek davet ediyor.

Bitmedi…

Geçtiğimiz günlerde Ankara Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Koordinatörü Volkan Gültekin ile görüştüm.

Yapılan, yapılacak projelerden biraz bahsetti ağzım açık dinledim. O kadar güzel, o kadar başarılı o kadar zekice projeler ki hakkaten alkışlamamak elde değil.

Mesela;

Türkiye'de bir ilke imza atan Mansur Yavaş ve ekibi karla mücadele çalışmalarını tüm şeffaflığıyla canlı olarak paylaşıyor. Evinde otur izle…

Şimdi ise kameralı araçlarla çalışmaları canlı yayınlıyor.

Her şey ortada, her şey şeffaf…

Dur dur bitmedi…

Yine Mansur Yavaş ve ekini 35 farklı meydanda 2.362.000 m²'lik alana ücretsiz Wİ-Fi hizmeti veriyor. Yıl sonuna kadar ise 10 milyon m²'lik alana ücretsiz internet sağlayacak.

Yandaşlara da şaşırıyorum, vicdan be… Tebrik etmemek için nasıl tutabiliyorlar kendilerini. Gerçi onlar gizlice takip ediyor hatta yanlışlıkla Twitter’da Mansur Başkan’ın gönderilerini bile beğeniyorlar. Korkmayın korkmayın tebrik etmeyi de bilin.

Güzel yarınlarda görüşmek ümidiyle…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar