15 TEMMUZ DARBESİ BU İŞLER İÇİN Mİ PLANLANDI?

Hani, AKP Lideri Erdoğan, “15 Temmuz darbesinde 249 insanımız şehit oldu!” diyor ya… O korkunç darbe girişimiyle ilgili olarak her geçen gün yeni bilgiler ortaya çıkıyor.

Ve benim kafamdaki darbe girişimi şüpheleri giderek artıyor. Bu işe “kontrollü darbe girişimi” diyenleri haklı çıkartacak açıklamalar bizzat Cumhurbaşkanı’na en yakın isimlerden geliyor.

Son örnek Sayın Erdoğan’ın baş danışmanı Adnan Tanrıverdi. Bu emekli general, “Mehdi gelecek. Ortamı buna göre hazırlamalıyız.” diyerek Türkiye’nin başına gelebilecek bir felaketi müjde gibi veriyor. Kendisi adını vermese de sözünü ettiği Mehdi, ancak ve ancak Tayyip Erdoğan’dır. Adnan Tanrıverdi gibi özel harp taktikleri ile çalışan birisi Türkiye’de bir iç savaşın şartlarını mı hazırlamaya çalışıyor diye sormadan edemiyoruz… Erdoğan’ın Mehdi veya halife yapılması projesi, tam bir anayasal suçtur ama savcıların parmaklarını bile kımıldatacaklarını sanmıyoruz.

İLK ADIMI 15 TEMMUZ OPERASYONU MU?

O geceyi hatırlayalım: AKP Lideri Erdoğan, darbe gecesi saat  03.30 dolaylarında İzmir’den uçakla İstanbul’a gelmişti. Ne hikmetse gökte dolaşan darbecilerin jetleri bu uçağı görememişlerdi… Sayın Erdoğan’ın o kargaşa içinde havaalanında yaptığı açıklamada söylediği şu söz çok dikkat çekiciydi: “Bu hareket, Allah’ın bize büyük bir lütfudur.”

Nasıl oluyordu da bir darbe girişimi ona Allah’ın büyük lütfu oluyordu? Geriye baktığımızda anlıyoruz ki belli yerlerde acemice(!) başlatılan kalkışma kısa sürede bastırılmıştı. Sonrasında Erdoğan ülkede olağanüstü hal ilan ettirerek TBMM’yi devre dışı bıraktırmış ve bütün yetkiyi eline almıştı. CHP yöneticileri,15 Temmuz darbe girişiminin 20 Temmuz’da Olağanüstü Hal Yasası ile tam bir darbeye dönüştürüldüğünü söylediler.

Bu darbe işinin AKP’ye yarayacak biçimde tezgâhlandığını gösteren bir başka açıklamayı da Erdoğan’ın askeri konulardaki danışmanı Adnan Tanrıverdi yapmış.

Bay Tanrıverdi, konuşmasında Türkiye’de son yıllarda yaratılan değişikliklerin kendisiyle birlikte planlandığını söyleyen bir havada itirafta bulunuyor. Bu itiraflar, 15 Temmuz’un bir kumpas olduğunu düşündürecek bilgilerle dolu. Diyor ki:

"Sunduğumuz Anayasa teklifimizdeki Silahlı Kuvvetler'in yeniden yapılandırılması ile ilgili tespitlerimizin aşağı yukarı tamamı 15 Temmuz’dan sonra kongreye girmiştir. Biz o zaman, Harp Okulları, Askeri Okulların tamamı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalı dedik, bağlandı. Jandarma Genel Komutanlığı’nın Genelkurmayla İçişleri Bakanlığı’na bağlansın dedik, bağlandı. Yüksek Askeri Şura’nın yapısı değişsin dedik, Askeri Yüksek Yargı kalksın dedik, o da gerçekleşti. Başkanlık sistemi gelsin dedik, o da geldi. Bu önermelerimizin tamamına yakını 15 Temmuz’dan sonraki yeniden yapılanmada gerçekleşti."

Görülüyor ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın has adamı, özel operasyonlar uzmanı Bay Tanrıverdi, 15 Temmuz ile amaçlarına ulaştıklarını itiraf ediyor.

Bunları, bizzat Erdoğan’ın askeri danışmanından duyduktan sonra 15 Temmuz için “kontrollü darbe girişimi” demek suç sayılabilir mi?

DOĞRU SÖYLÜYOR

Gerçek de öyle değil mi?

15 Temmuz’u kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkemizi demir pençesine almadı mı?

Türkiye hızla Araplaştırılmıyor mu?

Din denilerek ülkemize Orta Çağ gömleği giydirilmiyor mu?

Okullarımızın tümü Orta Çağ medreselerine çevrilmiyor mu?

Milli Eğitim, açık açık gerici Halidi tarikatın örgütlerine terk edilmedi mi?

Ülkemiz, Suriye üstünden şeriatçı örgütlerin cirit attığı arenaya çevrilmedi mi?

Yargı, muhalif  siyasetçileri ve basını susturmak için bir sopa yapılmadı mı?

Laik ve çağdaş değerler çiğnenirken Cumhuriyet Başsavcılığı siesta yapmıyor mu?

Sayın Erdoğan işi en başında itiraf etmişti: 15 Temmuz, kendisine ve partisine Allah’ın bir lütfu oldu.

Ama o lütfun içindeki aktörler halen kendilerini mağdur gibi göstererek Türkiye’yi uçuruma itmiyorlar mı?

Olanlar, Erol Olçak ve oğlu Abdullah Olçak gibi bu olayda can veren 251 masum vatandaşımıza oldu. Öyle ki onlar için toplanan yardım paralarına bile AKP iktidarınca, bir biçimde el konuldu. CHP’li siyasetçiler ikide bir bunu soruyor: “Bir kez daha soruyoruz; 309 milyon TL nerede? Vakıf nerede?”

Ama, o taraf susuyor.

Allah’ın lütfu işte böyle oluyor: Birileri iktidarlarını ve servetlerini güçlendirirken birileri de şehit oluyor…

Önceki ve Sonraki Yazılar