Hürriyet Gazetesi’nin yeni yayın yönetmeni o oldu…

Ahmet Hakan’ın bu koltuğa oturtulması, aklıma Hürriyet-MİT ilişkisini getirdi.

Hürriyet Gazetesi’nde 1983 Temmuz ayından itibaren redaktör olarak çalışmaya başlamıştım. Hapisten yeni çıkmış, derin sıkıntılar içinde iken Doğan Hızlan’ın yardımıyla buraya kapağı atmıştım. Ama korkuyordum. Bir solcu mahkumun Hürriyet Gazetesi’nde çalışıyor olması pek alışılmış iş değildi.

Kısa sürede, Hürriyet Yazı İşleri’ndekilerle dost oldum. Onlardan birisi de Mehmet Komşu idi. Bir gün kimsenin girmeye cesaret edemediği yazı işleri salonunun girişinde duran esmer, bıyıklı yabancıyı göz ucuyla gösterdikten sonra, “MİT’in adamıdır, teftiş yapıyor!” dedi.

Şaşırmıştım… Anladım ki Hürriyet Gazetesi MİT’in gözetimi altındadır. Korkmuştum da…

Bu durumu, yazı işlerindeki rahmetli Tufan Aksoy’a çıtlattım. O, “Doğru, doğru; Mehmet doğru söylemiş!” dedi. (Yazdıklarımdan kuşku duyanlar Mehmet Komşu’yu bulup sorabilirler…)

Beni 1991’de kovdular… Çünkü Alevilik işine bulaşmıştım.

Anladım ki basının amiral gemisi Hürriyet Gazetesi, devletin denetimindedir. Ve Aydın Doğan’a satılması da MİT onayı ile olmuştur.

ERTUĞRUL ÖZKÖK NİYE KOVULMADI

Hürriyet’ten nice büyük yazarlar atıldı. Ama Ertuğrul Özkök sandalyesini koruyor. Halbuki AKP Lideri Erdoğan  en çok ona kızıyordu. Meşhur “411 El Kaosa Kalktı” manşeti yüzünden ne kavgalar çıkmıştı. Yine Deniz Feneri haberleri yüzünden  Aydın Doğan ile Erdoğan cenge tutuşmuşlardı.

Her şey oldu, herkes gitti ama en çok kızılan Ertuğrul Özköşk yerinde kaldı.

Kim koruyor onu?

Tahminime göre MİT…

Ankara kökenli Özkök’ün Hürriyet’e genel yayın yönetmeni yapılması da MİT’in işaretiyle olmuştur.

Şimdi bunları gördükten sonra soruyorum: Ahmet Hakan’ın o koltuğa oturtulması da MİT’in işaretiyle mi olmuştur?

Unutulmasın ki yayın yönetmeni koltuğuna oturtulmuş başka isimler, Örneğin Fatih Çekirge de böyle el altında tutulan isimlerden birisi olarak gözüküyor. Çünkü, dün kavga ettiği (herhangi bir!) patron, bugün onu yazar olarak çalıştırıyor.

Yukarıdaki sorumun cevabını Ahmet Hakan’dan çok Ertuğrul Özkök ile Fatih Çekirge’nin vermesi uygun olur.

AHMET HAKAN’A DİLEKÇEMDİR

Ahmet bey kardeşim!

İyi biliyorsun ki 1990’ların ortalarından itibaren sen Kanal 7’de tartışma programları yaparken laik kesimden yazarlar-gazeteciler çağrına icabet etmezlerdi.  Ama bu Rıza Zelyut’a ne zaman “Alo!” desen, bir yığın eleştiriyi göze alarak gelir, programa renk katardı. Hatta Yozgat’a bile gider, orada sizin tarafın salvolarına göğüs gererek hoşgörü ve barıştan söz ederdi.

Sevgili Ahmet! Sen hak bilir bir insansın. Bu ağabeyin de 2014’ten beri işsiz…

Bilgi isen bilgi, üslub ise üslub!

Çağır beni Hürriyet’e… 1980’lerde bile ara sıra dizi yazılarımın yayımlandığı o gazetede etliye sütlüye karışmayan yazılar yazarım. Ama renkli şeyler olur. Örneğin tarihten öyküler anlatırım, bugüne ise hiç yolculuk yapmam…

Acaba ne dediğimi anlatabildim mi?

Çekinme, orada bana bir köşe ver; patron bile mutlu olacaktır…

Ahmed-i Muhtar’a şikâyet ederim yoksa seni…

KEMAL BEY, ONLAR ARKADAŞIN OLAMAZ!

Sen ki CHP Genel Başkanısın!

Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak için, “"Bazı gazeteci arkadaşlarımız tahliye oldular ama yetmiyor, hapiste düşünce suçlusu olmaz" demişsin.

Sayın Kılıçdaroğlu! CIA-AKP-FETÖ işbirliğiyle kurulan Taraf Gazetesi’nin başına belli bir plan çerçevesinde getirilen Ahmet Altan düşünce suçlusu değildi.

O, başında bulunduğu gazeteden CHP’ye demediğini bırakmadı.

Bizleri, “darbecilere hizmet edecek yazarlar!” diye utanmadan, vicdansızca suçladı.

Askerleri bırakın, AKP’ye hizmet etmeyen bütün yazarları tehdit etti, iftiralarla boğmaya çalıştı.

Bavulcu komplocu CIA ajanlarına yol göstericilik yaptı.

Gazetecilik ahlakını yerle bir etti.

Bu adam, “bir erkek kardeşle kız kardeşin; bir anne ile oğulun; bir baba ile kızının cinsel ilişkiye girmesini normal bulan” (Bak: Kadınca Dergisi Eylül 1985), ülkeyi bir çift kadın memesine satmaya hazır tefessüh etmiş ahlakın temsilcisidir

Kemal Bey, kime arka çıkarsan çık! Ama insanların intihar etmelerine yol açan iftiraların imalatçısına lütfen artık kol kanat germe…

Bil ki eline fırsat geçsin, ilk fırsatta seni de sokmaya kalkışır.

Kemal Bey! Bu adamı fikir suçlusu gösterirsen bizler gerçek fikir suçlularını nasıl savunacağız?